Reklamda Sinan Çetin (Tez devamı)
1983 sonrası reklam dünyası büyük bir ivme kazanmıştır. Türkiye’de yeni markalar üretilmeye başlanmıştır. Reklam veren firmalar ve ajansları daha sıkı ilişkiler içine girmiştir. Çekilen reklam filmlerinin sayısı fazlalaştıkça yeni yönetmenlere duyulan ihtiyaç da artmıştır
Sinan Çetin, reklam fotoğrafçısı olarak o dönemin bir çok reklam ajansı ile çalışma fırsatı buldu. Fotoğraflarındaki güçlü etkiyi ve çarpıcılığı fark eden ajanslardan, Sinan Çetin’e reklam filmi yönetmenliği teklif edilir. İşte bu dönemde reklam sektörüne atılan Sinan Çetin, çektiği reklam filmleriyle oldukça ilgi görmeye başladı. Reklam sektöründe, Yeşilçam ortamında yaşadıklarından tamamen farklı, keskin kuralları ve zengin prodüksiyonları olan yeni bir dünyayla tanıştı. Artık sinema yönetmeni Sinan Çetin, reklam yönetmeni Sinan Çetin oldu. Sinemada sağladığı manevi başarının ardından reklam sektöründe hem maddi hem manevi olarak tatmin olmaya başladı. Ekonomik alanda yaşadığı gelişmeler, günümüz reklamcılığındaki Sinan Çetin ekolünün ilk adımları olmuştur.
Sinan Çetin, ilk uzun metraj filmi Bir Günün Hikayesiyle birlikte yapımcılar ve yapım şirketleriyle problemler yaşamıştı. Gerek senaryo, bütçe, gerekse filmin vizyona girme sürecinde önüne birçok engel çıktı. Bu engellerle ileride yapacağı filmlerde karşılaşmak istemediği için, 1986 yılında, ağabeyi Cemil Çetin’le birlikte aile şirketi olan Plato Film’i kurdular. Sinan Çetin reklam sektöründe kalıcı bir yer edinebilmek ve daha büyük bütçeli sinema filmleri yapabilmek için 1986’dan 1993’e kadar sinema projelerine ara verdi. Bu dönemde sadece reklam filmlerinde, müzik kliplerinde yönetmen ve yapımcılık yaptı.
“Kapitalizm hayatın ta kendisidir...” diyen Sinan Çetin bugüne kadar yaklaşık 800’ü aşkın reklam filmine imza attı. Reklam sektöründe kendi dilini yaratan Sinan Çetin’in günümüzde bulunduğu konumu daha iyi anlamak için, ilk reklamlarından itibaren çektiği önemli reklamları incelemek gerekir.
RENAULT 11
Sinan Çetin’e ilk reklam teklifi, Yorum Ajans’ın yöneticisi ve kreatif yönetmeni Osman Uslu’dan geldi. Sinan Çetin’le daha önce birçok reklam fotoğrafları işleri yapan Osman Uslu, o dönem çalıştığı yönetmenin askere gitmesi üzerine Sinan Çetin’e “Renault” reklam filmini çekmesini teklif etti. Renault marka bir arabanın reklam filmini çeken Sinan Çetin, o dönemin görsel değerlerinin çok üstünde bir film çekti. Filmin sahip olduğu dinamizm ve ritmin yanında, renklerin kullanımı da çok güçlüydü. Filmin temel öğesi reklam filminde kullanılan kadındı. Kadının sahip olduğu güç, enerji ve dinamizm, arabanın özellikleriyle örtüşüyordu.
Renault reklam filminde, kadın fotoğrafçı, elinde makinesi ile arabayı takip ediyordu. Kadın, arabanın hızına yetişebilen yani 1980’lerin sunduğu yeni yaşamın hızını ve değişimini simgeliyordu. Hızlı, atak en önemlisi cesurdu. 1980’ler kadının, ev hayatından çıkıp çalışan, üreten, özgür ve cesur olan bir kadına dönüştüğü dünyanın empoze edilmeye çalışıldığı yıllardı. Kadınlar artık uyanmıştı, yemek yapmak ve çocuk bakmaktan başka şeyler de yapabileceklerini keşfetmeye başlamışlardı. Kadın artık fotoğrafçı, reklamcı ya da gazeteci olabilirdi. Çetin’in reklamlarında yer alan bu kadın, öyle olunması hayal edilen kadındı. Ve kadınların bu özlemlerinin canlı bir örneği karşılarındaydı. Sinan Çetin, Renault için hemen arkasında bir reklam filmi daha çekti. Aynı markanın farklı modeline çekilen reklamda kadın öğesi aynı vurgularla kullanıldı.
Her iki reklam filmi de, erkek kitle için yapılmasına rağmen, kadınları da etkilemeyi başarmıştı. Sinan Çetin, filmlerinde kadın öğesinin her türlü cinsel gücünden ve estetik güzelliğinden yararlanarak erkek hedef kitlesini memnun etmeyi başarmıştı. Ve tabii ki de kendisini de. Çünkü Sinan Çetin için kadın öğesinin güzelliğini ve gizemini ortaya koymak bir tutkuydu. Film çekerken, yaptığı işten memnun ve mutlu olmasını sağlayan önemli öğelerden biridir. Güzelliğe hayran bir yönetmenin, güzelliği sergilemekteki isteği, filmlerinin de başarısını sağlayan en önemli etkendi.
Renault filmleri, beklenenden daha çok ses getirmekle birlikte TRT’de yılın en iyi reklam filmi ödülünü de beraberinde getirdi. Sinan Çetin’in reklam dünyasıyla başlayan ve uzun yıllar sürecek olan önemli birlikteliği başlamış oldu.
(Sinan Çetin'in çektiği uzun metraj filmlerinin bilgileri elmaaltshift.wordpress.com'da yayınlanacaktır.)
Sinan Çetin, reklam fotoğrafçısı olarak o dönemin bir çok reklam ajansı ile çalışma fırsatı buldu. Fotoğraflarındaki güçlü etkiyi ve çarpıcılığı fark eden ajanslardan, Sinan Çetin’e reklam filmi yönetmenliği teklif edilir. İşte bu dönemde reklam sektörüne atılan Sinan Çetin, çektiği reklam filmleriyle oldukça ilgi görmeye başladı. Reklam sektöründe, Yeşilçam ortamında yaşadıklarından tamamen farklı, keskin kuralları ve zengin prodüksiyonları olan yeni bir dünyayla tanıştı. Artık sinema yönetmeni Sinan Çetin, reklam yönetmeni Sinan Çetin oldu. Sinemada sağladığı manevi başarının ardından reklam sektöründe hem maddi hem manevi olarak tatmin olmaya başladı. Ekonomik alanda yaşadığı gelişmeler, günümüz reklamcılığındaki Sinan Çetin ekolünün ilk adımları olmuştur.
Sinan Çetin, ilk uzun metraj filmi Bir Günün Hikayesiyle birlikte yapımcılar ve yapım şirketleriyle problemler yaşamıştı. Gerek senaryo, bütçe, gerekse filmin vizyona girme sürecinde önüne birçok engel çıktı. Bu engellerle ileride yapacağı filmlerde karşılaşmak istemediği için, 1986 yılında, ağabeyi Cemil Çetin’le birlikte aile şirketi olan Plato Film’i kurdular. Sinan Çetin reklam sektöründe kalıcı bir yer edinebilmek ve daha büyük bütçeli sinema filmleri yapabilmek için 1986’dan 1993’e kadar sinema projelerine ara verdi. Bu dönemde sadece reklam filmlerinde, müzik kliplerinde yönetmen ve yapımcılık yaptı.
“Kapitalizm hayatın ta kendisidir...” diyen Sinan Çetin bugüne kadar yaklaşık 800’ü aşkın reklam filmine imza attı. Reklam sektöründe kendi dilini yaratan Sinan Çetin’in günümüzde bulunduğu konumu daha iyi anlamak için, ilk reklamlarından itibaren çektiği önemli reklamları incelemek gerekir.
RENAULT 11
Sinan Çetin’e ilk reklam teklifi, Yorum Ajans’ın yöneticisi ve kreatif yönetmeni Osman Uslu’dan geldi. Sinan Çetin’le daha önce birçok reklam fotoğrafları işleri yapan Osman Uslu, o dönem çalıştığı yönetmenin askere gitmesi üzerine Sinan Çetin’e “Renault” reklam filmini çekmesini teklif etti. Renault marka bir arabanın reklam filmini çeken Sinan Çetin, o dönemin görsel değerlerinin çok üstünde bir film çekti. Filmin sahip olduğu dinamizm ve ritmin yanında, renklerin kullanımı da çok güçlüydü. Filmin temel öğesi reklam filminde kullanılan kadındı. Kadının sahip olduğu güç, enerji ve dinamizm, arabanın özellikleriyle örtüşüyordu.
Renault reklam filminde, kadın fotoğrafçı, elinde makinesi ile arabayı takip ediyordu. Kadın, arabanın hızına yetişebilen yani 1980’lerin sunduğu yeni yaşamın hızını ve değişimini simgeliyordu. Hızlı, atak en önemlisi cesurdu. 1980’ler kadının, ev hayatından çıkıp çalışan, üreten, özgür ve cesur olan bir kadına dönüştüğü dünyanın empoze edilmeye çalışıldığı yıllardı. Kadınlar artık uyanmıştı, yemek yapmak ve çocuk bakmaktan başka şeyler de yapabileceklerini keşfetmeye başlamışlardı. Kadın artık fotoğrafçı, reklamcı ya da gazeteci olabilirdi. Çetin’in reklamlarında yer alan bu kadın, öyle olunması hayal edilen kadındı. Ve kadınların bu özlemlerinin canlı bir örneği karşılarındaydı. Sinan Çetin, Renault için hemen arkasında bir reklam filmi daha çekti. Aynı markanın farklı modeline çekilen reklamda kadın öğesi aynı vurgularla kullanıldı.
Her iki reklam filmi de, erkek kitle için yapılmasına rağmen, kadınları da etkilemeyi başarmıştı. Sinan Çetin, filmlerinde kadın öğesinin her türlü cinsel gücünden ve estetik güzelliğinden yararlanarak erkek hedef kitlesini memnun etmeyi başarmıştı. Ve tabii ki de kendisini de. Çünkü Sinan Çetin için kadın öğesinin güzelliğini ve gizemini ortaya koymak bir tutkuydu. Film çekerken, yaptığı işten memnun ve mutlu olmasını sağlayan önemli öğelerden biridir. Güzelliğe hayran bir yönetmenin, güzelliği sergilemekteki isteği, filmlerinin de başarısını sağlayan en önemli etkendi.
Renault filmleri, beklenenden daha çok ses getirmekle birlikte TRT’de yılın en iyi reklam filmi ödülünü de beraberinde getirdi. Sinan Çetin’in reklam dünyasıyla başlayan ve uzun yıllar sürecek olan önemli birlikteliği başlamış oldu.
(Sinan Çetin'in çektiği uzun metraj filmlerinin bilgileri elmaaltshift.wordpress.com'da yayınlanacaktır.)
1 Comments:
Yanlış var.
Sinan Çetin'in ilk filmini Markom'da, Haluk Mesci verdi. (Sinan Çetin'in kendine sorulabilir.)
İlk filmi bir Ülker filmi idi.
Yorum Gönder
<< Home