Çiçek Abbas (Sinan Çetin, tez araştırması devamı)
Yapım Yılı: 1982 - Yapım: Kök Film - Yapımcı: Engin Karabağ - Yönetmen: Sinan Çetin - Senaryo: Yavuz Turgul - Görüntü Yönetmeni: Çetin Tunca - Kurgu:Yılmaz Atadeniz - Özgün Müzik:Cahit Berkay - Jenerik Müziği: “Dönence” (Barış Manço, Kurtalan Ekspres) - Oyuncular: İlyas Salman, Şener Şen, Ayşen Gruda, Pembe Mutlu, Ahmet Mekin, İhsan Yüce
Abbas (İlyas Salman), İstanbul’un bir kenar semtinde minibüs şoförü Dayı Şakir’in (Şener Şen) yanında muavinlik yapmaktadır. Abbas, dürüst bir gençtir. Şakir ise kötü niyetli biridir. Şakir’in evleneceğim diye oyaladığı Nazlı (Pembe Mutlu) ile Abbas arasında duygusal bir ilişki başlar. Abbas’ın tüm hayali, bir minibüs alıp, Nazlı ile evlenmektir. Ancak Şakir, sevgilisinin Abbas ile yakınlaşmasını hazmedemez. Ve böylece Abbas ile Şakir arasında amansız bir mücadele başlar. Film, konusu itibariyle tipik Yeşilçam filmlerinin iyi-kötü çatışması üzerine kuruludur. İyi-kötü çatışması, dünya edebiyatı ve sinemasının da yüzlerce kez konu edilmiştir. Bunun en büyük sebebi, insanların gerek yazıda gerekse perdede gördüklerinde özdeşleşebilmeleridir. Çiçek Abbas, konusu sayesinde seyirci ile hemen sıkı bağlar kuran, özdeşleşmeyi yoğun biçimde yaşattıran bir anlatıma sahiptir. Filme, iyi ve kötünün güç mücadelesi yanında, bir de aşk öğesi eklenerek seyirci ile güçlü bir bağ kurulur. Seyirci her zaman iyinin, ezilenin ve haksızlığa uğrayanın yanındadır. Dolayısıyla Abbas karakteri, saf ve dürüst olmasıyla seyircin sempatisini kazanırken, kötünün karşısında verdiği ayakta kalabilme mücadelesi seyirciyi tam kalbinden yakalar. Abbas da, Şakir de hemen her gün karşılaştığımız, çevremizde yaşayan binlerce insan tiplemelerinden biridir. Bu yüzden seyirci, filmi bir tür müsabaka gibi izler. Gerçek hayatta kötünün karşısında yenilen seyirci; filmde bu mücadeleden galip ayrılmak ister. Bu yüzden filmin sonuna kadar kötünün karşında durur.
Sinan Çetin, iyi-kötü çatışmasının seyirci üzerindeki etkisini hissetmiş ve bu etkiyi güçlendirmeye çalışmıştır. Çiçek Abbas oyuncu kadrosu, anlatım dili ve müziğiyle Yeşilçam’ın Arzu Film Güldürüleri olarak adlandırılan bir döneme damgasını vurmuş filmlere benzerliği ile dikkat çeker. Arzu Film yapımcılığını üstlendiği Ertem Eğilmez filmlerinde senarist olarak çalışmış olan Yavuz Turgul, Çiçek Abbas’ta da Arzu Film güldürülerinin anlatım geleneğini sürdürmüştür.
Filmin, Yeşilçam ve Arzu Film güldürülerindeki gibi sıcak, samimi ve içten bir anlatımı vardır. Filmde yer alan bütün karakterler çok gerçektir. Hayatın içinden tiplemeler, hayatın içinden mahalleler, filmde tüm samimiyeti ile yer alır. Bu anlamda oyuncu yönetimi, mekan seçimi, kostüm ve dekor uygulaması bakımından film gerçeklik duygusunu güçlendiren bir yönetime sahiptir. Cahit Berkay’ın sıcak ve ritmik müziği de eklenince, filmin anlatım dili daha da desteklenmiştir.
Sinan Çetin filmlerinde kadın karakterler daha güçlü, baskın, ayakları yere sağlam basan karakterlerken, erkek karakterler zayıf, belirsiz kalmaktadır. Sanki yönetmen, erkek karakterleri göz ardı etmiş gibidir. Bu Sinan Çetin’in kadınları daha iyi tanıyıp, analiz edebilmesinden mi kaynaklıdır bilinmez ama, filmlerinde kadınların daha güçlü ve etkili olduğu kanısı sinema otoritelerince yaygın bir görüştür. Ancak, Çiçek Abbas filmi bu noktada belki de tek istisna filmidir. Filmin ana iki kahramanı da erkektir. Ve bu iki erkek kahramanın kimlikleri de filmde çok net, açık ve başarılı bir biçimde ortaya konulmuştur. Hatta filmde paylaşılamayan kadın olarak yer alan Nazlı karakteri, daha üstün körü çizilmiştir. Sanki Nazlı karakteri bir tür simge gibidir. Nazlı’nın kişisel derinliği, karakter özellikleri neredeyse hiç işlenmemiş gibidir. Sinan Çetin’in bu filmde erkek karakterleri oluşturmadaki başarısında, kuşkusuz Yavuz Turgul’un sağlam yapılı senaryosunun da gücü büyüktür.
Çiçek Abbas, Sinan Çetin’in filmografisi içinde en sevilen, televizyonlarda en çok tekrarı yayınlanan ve her seferinde de reyting rekorları kıran bir film olmuştur. Sinan Çetin filmografisine bugün bakıldığında, birçok seyirci ve film eleştirmeni Çiçek Abbas filminin ayrı bir yere koyarlar. Sinan Çetin sinemasından ya da kimliğinden hoşlanmayan birçok seyirci bile, bu filmin kendine özgü bir tadı olduğunu, hatta Sinan Çetin filmlerine benzemediğini söylerler. Seyircileri böylesine keskin bir ayrıma iten şey, Çiçek Abbas filminin gerek anlatım özellikleri, gerekse verdiği mesaj itibariyle, Sinan Çetin kimliğinden farklı bir nitelik taşımasıdır. Bugün, Sinan Çetin’in çizdiği sosyal kimlik ve politik söylemleri ile filminin söyleminin örtüşmediği inancı hakimdir. Sinan Çetin’in Çiçek Abbas filmindeki sıcaklığı ve samimiyeti hiçbir zaman yakalayamadığı iddia edilmektedir. Seyirci tarafından çok sevilen Çiçek Abbas Filmi 19. Antalya Film Festivali’nde en iyi senaryo ve en iyi film ödüllerini almıştır.
Çiçek Abbas filminin başarısından sonra dikkatleri daha çok üstüne çeken Sinan Çetin, o dönemin sinema eleştirmenleri ve Yeşilçam tarafından umut vaat eden yönetmen olarak görülmüştür. Sinan Çetin, gelen başarılarının ardından 14 Numara filmini çekmeye karar verir. İrfan Yalçın’ın Genelevde Yas adlı romanından sinemaya uyarladığı bu film, Sinan Çetin’in yönetmenlik kariyerinde önemli bir yere sahiptir. Çünkü birçok sinema yazarına göre, Sinan Çetin, bu filmden sonra büyük bir değişim yaşamış ve filmlerindeki söylem tamamen değişmiştir. 14 Numara filminden sonra çektiği Gökyüzü filmiyle başlayan değişimin tamamen farklı ideolojinin ürünü olduğu iddia edilir.
Abbas (İlyas Salman), İstanbul’un bir kenar semtinde minibüs şoförü Dayı Şakir’in (Şener Şen) yanında muavinlik yapmaktadır. Abbas, dürüst bir gençtir. Şakir ise kötü niyetli biridir. Şakir’in evleneceğim diye oyaladığı Nazlı (Pembe Mutlu) ile Abbas arasında duygusal bir ilişki başlar. Abbas’ın tüm hayali, bir minibüs alıp, Nazlı ile evlenmektir. Ancak Şakir, sevgilisinin Abbas ile yakınlaşmasını hazmedemez. Ve böylece Abbas ile Şakir arasında amansız bir mücadele başlar. Film, konusu itibariyle tipik Yeşilçam filmlerinin iyi-kötü çatışması üzerine kuruludur. İyi-kötü çatışması, dünya edebiyatı ve sinemasının da yüzlerce kez konu edilmiştir. Bunun en büyük sebebi, insanların gerek yazıda gerekse perdede gördüklerinde özdeşleşebilmeleridir. Çiçek Abbas, konusu sayesinde seyirci ile hemen sıkı bağlar kuran, özdeşleşmeyi yoğun biçimde yaşattıran bir anlatıma sahiptir. Filme, iyi ve kötünün güç mücadelesi yanında, bir de aşk öğesi eklenerek seyirci ile güçlü bir bağ kurulur. Seyirci her zaman iyinin, ezilenin ve haksızlığa uğrayanın yanındadır. Dolayısıyla Abbas karakteri, saf ve dürüst olmasıyla seyircin sempatisini kazanırken, kötünün karşısında verdiği ayakta kalabilme mücadelesi seyirciyi tam kalbinden yakalar. Abbas da, Şakir de hemen her gün karşılaştığımız, çevremizde yaşayan binlerce insan tiplemelerinden biridir. Bu yüzden seyirci, filmi bir tür müsabaka gibi izler. Gerçek hayatta kötünün karşısında yenilen seyirci; filmde bu mücadeleden galip ayrılmak ister. Bu yüzden filmin sonuna kadar kötünün karşında durur.
Sinan Çetin, iyi-kötü çatışmasının seyirci üzerindeki etkisini hissetmiş ve bu etkiyi güçlendirmeye çalışmıştır. Çiçek Abbas oyuncu kadrosu, anlatım dili ve müziğiyle Yeşilçam’ın Arzu Film Güldürüleri olarak adlandırılan bir döneme damgasını vurmuş filmlere benzerliği ile dikkat çeker. Arzu Film yapımcılığını üstlendiği Ertem Eğilmez filmlerinde senarist olarak çalışmış olan Yavuz Turgul, Çiçek Abbas’ta da Arzu Film güldürülerinin anlatım geleneğini sürdürmüştür.
Filmin, Yeşilçam ve Arzu Film güldürülerindeki gibi sıcak, samimi ve içten bir anlatımı vardır. Filmde yer alan bütün karakterler çok gerçektir. Hayatın içinden tiplemeler, hayatın içinden mahalleler, filmde tüm samimiyeti ile yer alır. Bu anlamda oyuncu yönetimi, mekan seçimi, kostüm ve dekor uygulaması bakımından film gerçeklik duygusunu güçlendiren bir yönetime sahiptir. Cahit Berkay’ın sıcak ve ritmik müziği de eklenince, filmin anlatım dili daha da desteklenmiştir.
Sinan Çetin filmlerinde kadın karakterler daha güçlü, baskın, ayakları yere sağlam basan karakterlerken, erkek karakterler zayıf, belirsiz kalmaktadır. Sanki yönetmen, erkek karakterleri göz ardı etmiş gibidir. Bu Sinan Çetin’in kadınları daha iyi tanıyıp, analiz edebilmesinden mi kaynaklıdır bilinmez ama, filmlerinde kadınların daha güçlü ve etkili olduğu kanısı sinema otoritelerince yaygın bir görüştür. Ancak, Çiçek Abbas filmi bu noktada belki de tek istisna filmidir. Filmin ana iki kahramanı da erkektir. Ve bu iki erkek kahramanın kimlikleri de filmde çok net, açık ve başarılı bir biçimde ortaya konulmuştur. Hatta filmde paylaşılamayan kadın olarak yer alan Nazlı karakteri, daha üstün körü çizilmiştir. Sanki Nazlı karakteri bir tür simge gibidir. Nazlı’nın kişisel derinliği, karakter özellikleri neredeyse hiç işlenmemiş gibidir. Sinan Çetin’in bu filmde erkek karakterleri oluşturmadaki başarısında, kuşkusuz Yavuz Turgul’un sağlam yapılı senaryosunun da gücü büyüktür.
Çiçek Abbas, Sinan Çetin’in filmografisi içinde en sevilen, televizyonlarda en çok tekrarı yayınlanan ve her seferinde de reyting rekorları kıran bir film olmuştur. Sinan Çetin filmografisine bugün bakıldığında, birçok seyirci ve film eleştirmeni Çiçek Abbas filminin ayrı bir yere koyarlar. Sinan Çetin sinemasından ya da kimliğinden hoşlanmayan birçok seyirci bile, bu filmin kendine özgü bir tadı olduğunu, hatta Sinan Çetin filmlerine benzemediğini söylerler. Seyircileri böylesine keskin bir ayrıma iten şey, Çiçek Abbas filminin gerek anlatım özellikleri, gerekse verdiği mesaj itibariyle, Sinan Çetin kimliğinden farklı bir nitelik taşımasıdır. Bugün, Sinan Çetin’in çizdiği sosyal kimlik ve politik söylemleri ile filminin söyleminin örtüşmediği inancı hakimdir. Sinan Çetin’in Çiçek Abbas filmindeki sıcaklığı ve samimiyeti hiçbir zaman yakalayamadığı iddia edilmektedir. Seyirci tarafından çok sevilen Çiçek Abbas Filmi 19. Antalya Film Festivali’nde en iyi senaryo ve en iyi film ödüllerini almıştır.
Çiçek Abbas filminin başarısından sonra dikkatleri daha çok üstüne çeken Sinan Çetin, o dönemin sinema eleştirmenleri ve Yeşilçam tarafından umut vaat eden yönetmen olarak görülmüştür. Sinan Çetin, gelen başarılarının ardından 14 Numara filmini çekmeye karar verir. İrfan Yalçın’ın Genelevde Yas adlı romanından sinemaya uyarladığı bu film, Sinan Çetin’in yönetmenlik kariyerinde önemli bir yere sahiptir. Çünkü birçok sinema yazarına göre, Sinan Çetin, bu filmden sonra büyük bir değişim yaşamış ve filmlerindeki söylem tamamen değişmiştir. 14 Numara filminden sonra çektiği Gökyüzü filmiyle başlayan değişimin tamamen farklı ideolojinin ürünü olduğu iddia edilir.
1 Comments:
Bundan bir kaç yıl önce çiçek abbas'ın sinan çetin'in yönettiğini öğrenince çok şaşırmıştım.
sanırım s.çetin'deki sorun artık bir ego sorunu (detaylar için bakınız fatih terim). "Ben ne çekersem izler bu millet havalarını" çalıyor plato.fm
Çiçek Abbas'ın başarısı senaryosunda ve bu senaryoya çetin'in müdahale etmemesinde sanırım...
Yorum Gönder
<< Home