Siber alemin bebek bakıcıları
Olur mu, demeyin… Oldu bile.
Bakmayın, bizim ülkemizde bilgisayar sahibi olan şanslıların sayısı hala çok az. “Batı”da evlerdeki bilgisayar sayısı neredeyse televizyon sayısıyla eşitlenmiş durumda.
Tamam, henüz kimse televizyon seyretmekten vazgeçmiş değil ama özellikle çocuklar ve gençler boş zamanlarını televizyon ve internet arasında paylaştırmış durumda. Reklamcılar da durumun farkında, internette yayınlanan viral reklam filmlerinin sayısına bakınca zaten durum anlaşılıyor.
Neyse konumuz bu değil.
Konumuz, internete yapışık yaşayan çocuklarla ilgili.
İnternetin kemiği yok, nereye isterseniz oraya bağlanırsınız kimse de yaşınızı sorgulayamaz. Çocukları için endişelenen ebeveynler de çocuklarının her girdikleri siteyi kontrol edemediklerinden şikayet eder dururlar.
Çözüm, “Siber-Bakıcı”.
Bu kişiler akşam üstü, yani çocukların okul dönüşü bilgisayarlarının başına oturduğu saatlerde işe başlayıp sabaha karşı işten çıkıyorlar. Çalıştıkları saatler arasında kendilerine başvurmuş ebeveynlerin çocuklarının hangi sitelere girdiklerini izliyor ve eğer girmeleri yasak bir siteye girmişlerse de hemen blok koyuyorlar. Tabi bunlar genellikle çocukların zarar görecekleri ve henüz yaşlarının müsait olmadığı konularda oluyor; erotik siteler, ateşli silahlarla ilgili siteler ve hatta kredi veya harçlık kartlarıyla alışveriş yaptıkları pahalı ürün satan siteler gibi annelerin-babaların onaylamadığı yerler oluyor.
Siber-bakıcı’ların işyerleri bildiğimiz çağrı merkezlerine benzeyen ofisler, hepsinin belli sayıda müşterisi var. Her ev-bilgisayar için bir şifre belirleniyor ve on-line olan çocuğun bilgisayarına ulaşmalarını sağlıyor. Gerisi, bilgisayarı başında sinirlenen ve söylenen çocuk, para kazanan siber-bakıcı ve huzur içinde uyuyan anne-baba.
Bakmayın, bizim ülkemizde bilgisayar sahibi olan şanslıların sayısı hala çok az. “Batı”da evlerdeki bilgisayar sayısı neredeyse televizyon sayısıyla eşitlenmiş durumda.
Tamam, henüz kimse televizyon seyretmekten vazgeçmiş değil ama özellikle çocuklar ve gençler boş zamanlarını televizyon ve internet arasında paylaştırmış durumda. Reklamcılar da durumun farkında, internette yayınlanan viral reklam filmlerinin sayısına bakınca zaten durum anlaşılıyor.
Neyse konumuz bu değil.
Konumuz, internete yapışık yaşayan çocuklarla ilgili.
İnternetin kemiği yok, nereye isterseniz oraya bağlanırsınız kimse de yaşınızı sorgulayamaz. Çocukları için endişelenen ebeveynler de çocuklarının her girdikleri siteyi kontrol edemediklerinden şikayet eder dururlar.
Çözüm, “Siber-Bakıcı”.
Bu kişiler akşam üstü, yani çocukların okul dönüşü bilgisayarlarının başına oturduğu saatlerde işe başlayıp sabaha karşı işten çıkıyorlar. Çalıştıkları saatler arasında kendilerine başvurmuş ebeveynlerin çocuklarının hangi sitelere girdiklerini izliyor ve eğer girmeleri yasak bir siteye girmişlerse de hemen blok koyuyorlar. Tabi bunlar genellikle çocukların zarar görecekleri ve henüz yaşlarının müsait olmadığı konularda oluyor; erotik siteler, ateşli silahlarla ilgili siteler ve hatta kredi veya harçlık kartlarıyla alışveriş yaptıkları pahalı ürün satan siteler gibi annelerin-babaların onaylamadığı yerler oluyor.
Siber-bakıcı’ların işyerleri bildiğimiz çağrı merkezlerine benzeyen ofisler, hepsinin belli sayıda müşterisi var. Her ev-bilgisayar için bir şifre belirleniyor ve on-line olan çocuğun bilgisayarına ulaşmalarını sağlıyor. Gerisi, bilgisayarı başında sinirlenen ve söylenen çocuk, para kazanan siber-bakıcı ve huzur içinde uyuyan anne-baba.
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home