Mecrada sınır?
Bundan bir kaç sene evvel, Beşiktaş'ın orta yerinde, kaza yapmış bir araç ve araçtan fırlayan bir kaç kişinin oluşturduğu bir yerleştirme görmüştüm. O yerleştirmenin olduğu kavşakta birkaç kazanın olduğunu okumuştum. Yerleştirme mi başarısızdı yoksa çok gerçekçi mi görünmüyordu? Bunu bilemiyorum. Ama pek de işe yaradığı söylenemez.
Yanda görmüş olduğunuz otobüs üstü giydirme uygulaması bunu aklıma getirdi. Acaba böyle bir uygulama yapılsa ve bu otobüs şehrin içinden geçse, insanların (belki) daha dikkatli olmaları gerektiğini düşündürtmez mi? Şiddet içeren bir görüntü, evet ama gerçek... Yaratıcı mecraların, etki-tepki mekanizmalarına inceden dokunduğunu varsayarsak, böyle alternatif fikirlerin tepkiyle birlikte insanları yeniden düşünmeye zorlayan durdurucular olduğunu da hesaba katabiliriz. Sadece ürün sattırmanın değil, bilinçlendirmenin de reklamcının görevi olduğu åşikar. Eğer belli sınırlar olmasaydı, böyle uygulamaları ülkemizde de görebilirdik. Çünkü gerçekleri gösterdiğinizde MTV'nin reklamındaki gibi etkiye karşılık tepkiyle karşılaşır ve reklamınız anında yayından kaldırılır. Tabii ki yayından hemen kalkması, reklamın daha çok etkiye sebep olmasını da beraber getiriyor. Ne kadar tepki verirseniz, etkileri de o kadar fazla olur... Otobüsün üstündeki reklam uygulaması burada yapılsaydı kaç 'saat' sansürlenmeden yolcularını taşırdı sizce?
Bir diğer uygulama ise, Amerika'da yayın yapan ve büyük ilgi gören Court TV için yapılmış. Binanın bir kısmı tamamen giydirilmiş. Renk farklılığı hariç, gayet gerçekçi duran bu uygulama -ev içi şiddete de gönderme yaparak- birçok davanın canlı olarak gösterildiği, hayali davaların canlandırıldığı, 85 milyon izleyicisi olan bir televizyon kanalı için çok yaratıcı bir şekilde yapılmış. Böyle yaratıcı bir uygulama ülkemizdeki hangi televizyon programı için yapılabilirdi diye düşündüğümde aklıma bir örnek geldi.
Taksim meydanının belli köşelerine, kamera şeklindeki maketlerin yerleştirildiği bir uygulama, 'Biri bizi gözetliyor' tadındaki programlar için yapılabilir miydi mesela?
Maalesef sadece bir televizyon programı için örnek verdim. Çünkü Court TV gibi, tek bir konseptten yola çıkarak yayın yapan ve milyonlarca izleyicisi olan bir televizyon kanalımız yok.
(Alıntı: http://ad-rag.com/123756.php)
Yanda görmüş olduğunuz otobüs üstü giydirme uygulaması bunu aklıma getirdi. Acaba böyle bir uygulama yapılsa ve bu otobüs şehrin içinden geçse, insanların (belki) daha dikkatli olmaları gerektiğini düşündürtmez mi? Şiddet içeren bir görüntü, evet ama gerçek... Yaratıcı mecraların, etki-tepki mekanizmalarına inceden dokunduğunu varsayarsak, böyle alternatif fikirlerin tepkiyle birlikte insanları yeniden düşünmeye zorlayan durdurucular olduğunu da hesaba katabiliriz. Sadece ürün sattırmanın değil, bilinçlendirmenin de reklamcının görevi olduğu åşikar. Eğer belli sınırlar olmasaydı, böyle uygulamaları ülkemizde de görebilirdik. Çünkü gerçekleri gösterdiğinizde MTV'nin reklamındaki gibi etkiye karşılık tepkiyle karşılaşır ve reklamınız anında yayından kaldırılır. Tabii ki yayından hemen kalkması, reklamın daha çok etkiye sebep olmasını da beraber getiriyor. Ne kadar tepki verirseniz, etkileri de o kadar fazla olur... Otobüsün üstündeki reklam uygulaması burada yapılsaydı kaç 'saat' sansürlenmeden yolcularını taşırdı sizce?
Bir diğer uygulama ise, Amerika'da yayın yapan ve büyük ilgi gören Court TV için yapılmış. Binanın bir kısmı tamamen giydirilmiş. Renk farklılığı hariç, gayet gerçekçi duran bu uygulama -ev içi şiddete de gönderme yaparak- birçok davanın canlı olarak gösterildiği, hayali davaların canlandırıldığı, 85 milyon izleyicisi olan bir televizyon kanalı için çok yaratıcı bir şekilde yapılmış. Böyle yaratıcı bir uygulama ülkemizdeki hangi televizyon programı için yapılabilirdi diye düşündüğümde aklıma bir örnek geldi.
Taksim meydanının belli köşelerine, kamera şeklindeki maketlerin yerleştirildiği bir uygulama, 'Biri bizi gözetliyor' tadındaki programlar için yapılabilir miydi mesela?
Maalesef sadece bir televizyon programı için örnek verdim. Çünkü Court TV gibi, tek bir konseptten yola çıkarak yayın yapan ve milyonlarca izleyicisi olan bir televizyon kanalımız yok.
(Alıntı: http://ad-rag.com/123756.php)
2 Comments:
Yapılan iş her ne olursa olsun eblli bir misyona hizmet etmeli. Çizgi belli olmalı. çizgi üzerinde yaratıcılık kullanılmalı. Ama taviz verilmemeli. Cort Tv bugün bu uygulamayı yapıp, yarın sırf rating uğruna saçma-sapan bir programla izleyici karşısına çıkarsa, çizgisi yok demektir. Çizgi net ve sürdürebilir olmalı.
Giydirme süper olmuş. Açıkçası altaki yazını da okudum. Şu logoyu biraz büyütebilir misiniz" tarzındaki olayları müşteri olarak çok yaşadım.Bizim için çalışan Ajansın grafikeri en çok telefon görüşmesi yaptığım kişilerden biri. Ama problem şurdan kaynaklanıyor.
Ajans şirketi iyice anlayamıyor. Şirketin politikasını çözemiyor ve karşılarında benim gibi ince eleyip sık dokuyan biri varsa iş uzuyor.
*
Ne yaptık. 15 günde bir ajansın sahibi şirketimize kahvaltıya gelir. Sabah kahvaltısını birlikte yaparız ve 1 aylık pazarlama planlarımızı ve şirketimizdeki diğer gelişneleri onunla masaya yatırırız, istediğimizi söyleriz ve toplantı karşılıklı görüş alış verişi ile s
sürer. Ve her şey tıkır tıkır yürür. Yine de bazen logoyu biraz büyütebilir miyiz diye istekte bulunuruz. İşin pazarlama kısmı ciddidir çünkü.
Yorum Gönder
<< Home