Yaşlı Bruegel
Pieter Bruegel'in 1525 yılında doğduğu tahmin edilir. Bütün eserlerini sadece yedi senede yaratmasına rağmen sanat tarihinin en önemli şahsiyetlerinden biri olmuştur. Karmaşayı en ince ayrıntısına kadar resmeden, ayrıntıların içerisinde yeni ayrıntılar bulabileceğiniz baba Bruegel, aslında bir nevi illüstrasyon tarihine de katkısı olmuştur. Rönesans döneminde Bosch'la birlikte çok farklı bir üslupla eserlerini yaratan ve ideal insanı değil, gerçek insanı ve gerçek insani duyguları ön plana çıkartan Bruegel, dış görünüşlerinde insanı belki güldürebilecek gibi görünen ama aslında dikkatli bakıldığında şaşırtıcı ölçüde dramatik ögeler barındıran eserler yaratmıştır.
'Bruegel, devrinde hem sevilmiş, hem de çoğu sanatçı gibi alay konusu olmuştur. Hollandalı tenkidci Karel van Mander, resimleri hakkında şöyle yazar: Aralarından sadece birkaçına insan gülmeden veya en azından tebessüm etmeden bakabilir... öte yandan bu yepyeni ifade tarzını benimsemiş insanlar da vardı, hatta pek çoktu. Flaman ülkesinin en ünlü din adamı, Kardinal Antoine Perrenot de Granvelle, sanatçı daha hayatta iken, resimlerini büyük zevkle kolleksiyonuna katmış, Niclaes Jonghelinck adındaki Anversli zengin kişi de eserlerinden on altısını çok yüksek fiyatla satın almıştı. Çağdaş fikir adamları çevrelerinde de sanat tepki yaratıyordu.'
'Daha önce Bruegel'in resimlerine şekil olarak mizahın hakim olduğunu söylemiştik. Bu şekiller ne İtalyan sanatı gibi ideal güzelliği aramak, ne de Bosch gibi acayip konuları ifade etmek için işlenmiştir. Şekillerde bir ihtişam yoktur, ama yakından bakıldığı zaman her birinde ayrı ayrı, neşenin, ıstırabın, sefaletin veya saadetin izleri görülür. Bu ruh haleti bu küçücük figürlere hayret verici bir ustalıkla işlenmiştir. Sanatçı bu kahramanlarını çizerken, onlara şahsi ahlak ve estetik anlayışını vermekten kaçınır. O, sadece güzel ile çirkin, iyi ile kötü, asil ile sefil arasında bir realite bağı kurar. Bu hakikati bulup çıkarmak seyirciye düşen iştir. Olay, bu kompozisyonlarda tek bir kişinin etrafında dönmez. Neşe ve ıstırabı yüzlerce insan paylaşır.'
(Yukarıdaki resme (bir anda aklıma geldi) PS2 logosu koyma 'cüretinde' bulununca (aslında biraz saçma da olmadı değil hani), ortaya ilginç bir sonuç çıktı. Acaba PS2 işlerinin bazıları sanat tarihinden esinlenerek mi üretildi? Mesela 'Head' reklam filmi. Bosch'un dünyasına benzemiyor mu biraz?)
'Bruegel, devrinde hem sevilmiş, hem de çoğu sanatçı gibi alay konusu olmuştur. Hollandalı tenkidci Karel van Mander, resimleri hakkında şöyle yazar: Aralarından sadece birkaçına insan gülmeden veya en azından tebessüm etmeden bakabilir... öte yandan bu yepyeni ifade tarzını benimsemiş insanlar da vardı, hatta pek çoktu. Flaman ülkesinin en ünlü din adamı, Kardinal Antoine Perrenot de Granvelle, sanatçı daha hayatta iken, resimlerini büyük zevkle kolleksiyonuna katmış, Niclaes Jonghelinck adındaki Anversli zengin kişi de eserlerinden on altısını çok yüksek fiyatla satın almıştı. Çağdaş fikir adamları çevrelerinde de sanat tepki yaratıyordu.'
'Daha önce Bruegel'in resimlerine şekil olarak mizahın hakim olduğunu söylemiştik. Bu şekiller ne İtalyan sanatı gibi ideal güzelliği aramak, ne de Bosch gibi acayip konuları ifade etmek için işlenmiştir. Şekillerde bir ihtişam yoktur, ama yakından bakıldığı zaman her birinde ayrı ayrı, neşenin, ıstırabın, sefaletin veya saadetin izleri görülür. Bu ruh haleti bu küçücük figürlere hayret verici bir ustalıkla işlenmiştir. Sanatçı bu kahramanlarını çizerken, onlara şahsi ahlak ve estetik anlayışını vermekten kaçınır. O, sadece güzel ile çirkin, iyi ile kötü, asil ile sefil arasında bir realite bağı kurar. Bu hakikati bulup çıkarmak seyirciye düşen iştir. Olay, bu kompozisyonlarda tek bir kişinin etrafında dönmez. Neşe ve ıstırabı yüzlerce insan paylaşır.'
(Yukarıdaki resme (bir anda aklıma geldi) PS2 logosu koyma 'cüretinde' bulununca (aslında biraz saçma da olmadı değil hani), ortaya ilginç bir sonuç çıktı. Acaba PS2 işlerinin bazıları sanat tarihinden esinlenerek mi üretildi? Mesela 'Head' reklam filmi. Bosch'un dünyasına benzemiyor mu biraz?)
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home