WWF Türkiye
Tek vuruşta 200.000 ağaç!
200.000 trees with one strike
'Basılı İlanlar Dalı -Gümüş Epica - 2006 (Her iki ilan)'
'Print - Silver Epica - 2006'
Bir golf sahası 15.000 m3 suyu emmek demek!
Güney kıyılarımızda yapımı planlanan golf sahalarının sulanması için milyonlarca metreküp yeraltı suyu harcanacak. Üstelik bölgenin su kaynakları yeni sahaları kaldıramayacak kadar sınırlı. Bir büyük yanlışı engellemek için bize destek verin.
A golfing field means the absorbtion of 15.000 m3s of water!
Millions of m3s of water will be spent for the irrigation of the new golfing facilities to be built on our Southern shores. The water resources of the region are indeed too limited to meet the needs of the new facilities. Support us to prevent
Ajans: Ogilvy & Mather Istanbul • Yaratıcı Yönetmen: Tibet Sanlıman • Yaratıcı Ekip: Ergin Binyıldız, Can Pehlivanlı, Cengiz Pulgu • Müşteri İlişkileri: Rosita Habib • Ajans Prodüktörleri: Onur Mis Kafadar, Okan Cezayirli • Fotoğrafçılar: Nejat Talas, Uğur Vidinligil
(Buradaki fotoğraf golf ilanına ne kadar da benziyor.)
200.000 trees with one strike
'Basılı İlanlar Dalı -Gümüş Epica - 2006 (Her iki ilan)'
'Print - Silver Epica - 2006'
Bir golf sahası 15.000 m3 suyu emmek demek!
Güney kıyılarımızda yapımı planlanan golf sahalarının sulanması için milyonlarca metreküp yeraltı suyu harcanacak. Üstelik bölgenin su kaynakları yeni sahaları kaldıramayacak kadar sınırlı. Bir büyük yanlışı engellemek için bize destek verin.
A golfing field means the absorbtion of 15.000 m3s of water!
Millions of m3s of water will be spent for the irrigation of the new golfing facilities to be built on our Southern shores. The water resources of the region are indeed too limited to meet the needs of the new facilities. Support us to prevent
Ajans: Ogilvy & Mather Istanbul • Yaratıcı Yönetmen: Tibet Sanlıman • Yaratıcı Ekip: Ergin Binyıldız, Can Pehlivanlı, Cengiz Pulgu • Müşteri İlişkileri: Rosita Habib • Ajans Prodüktörleri: Onur Mis Kafadar, Okan Cezayirli • Fotoğrafçılar: Nejat Talas, Uğur Vidinligil
(Buradaki fotoğraf golf ilanına ne kadar da benziyor.)
26 Comments:
Golf sopasının balta gibi gösterildiği ilan arak! Aynısı Cresta 2003’te Cresta’da finalist olmuştu. Orijinal ilanı yapan ajans Forsman Bodenfors. Komik tarafı o da WWF için yapılmış. Yani olayin WWF yetkililerinin dikkatindan kaçması veya WWF için yıllar önce yapılmış orijinal ilanı bilmemeleri ayrı bir mesele. Çalıntı olmasının yanı sıra bir başka komedi bu fikrin her iki yarışmada da ödül alamayıp finalistlikle yetinmiş olması.
bende bir yerden bu ilanı hatırlıyorum diyodum... zati kimin umurunda... epicada ciddiyet olsa bu kadar birbirine kel alaka iki ilan aynı anda finalist olamaz...
iyi ki biz yapmamisiz o zaman.
ama sungerli is de gayet guzel olmus.
Zaten bu ilanların kendilerini gazete ve dergilerde görmek mümkün olmuyor ama benzerleri her yerden çıkıyor...
ben gormustum dergide golf'lu olanı. "2de1" miydi, "ikidebir" miydi, o dergide iste...
İlan arak mıdır, çalıntı mıdır, esinlenme midir bilmem... Ama şunu biliyorum 2de1 dergisi Tibet Sanlıman'ın eşinin yönetiminde olan bir dergidir. "Hanım bir ödüllük ilan yaptık yayınlayıver" durumu olmuş yani...
Gerçekten mi? Valla bu "bu ne perhiz, ne lahana turşusu" dedirtecek cinsten bir olay! Tibet Sanlıman 2004 yılında ödüllük ilanlara savaş açıyorum demiş ve Ayşe Arman'a verdiği röportajda şunları söylemiş:
"Kristal Elma’da ön elemeyi geçen işler gördüm. Son derece güzel işlerdi. Fakat ben onları ilk kez orada gördüm. Bu şu anlama geliyor: O ilanlar, sırf ödül almak için yayınlanıyor. Yani ajans müşteriye ‘Çok iyi bir basın ilanı fikrim var. Sizin markanızla da iyi örtüşüyor. Neredeyse, bedava yayınlayacağız. Zaten prodüksiyonu biz yaptık, ajansın imkanlarını kullandık. Reklam veren olarak izin verin de, şununla bir ödül alalım’ diyor. Bir tane dergide çıkıyor ilan, kimsenin görmediği İtfaiyeciler Derneği’nin dergisinde mesela, sonra Kristal Elma’ya katılıyor ve ödül alıyor. E ben de bunu yanlış buluyorum. Sektörümüzdeki kafa karışıklığının Kristal Elma’ya da yansıdığını düşünüyorum. Dolayısıyla, gelecek sene bana müsaade. Katılmayacağım..."
Dediği halde yarışmaya katıldı. Ama aynı zamanda ödüllük ilanlar da yapmaya başladı. Bu golf ilanını karısının dergisinde yayınlatacak kadar da küçüldü. İnsanın büyük reklamcı olabilmesi için iyi iş yapabilmesi kadar, sözünün de arkasında durabilmesi gerekir. Kendisi ağzından çıkan lafların arkasında duramamıştır.
İsterseniz röportajın tamamını okuyabilir ve durumun vehametini kendiniz görebilirsiniz. Buyrun işte linki:
http://webarsiv.hurriyet.com.tr/2004/07/03/484534.asp
Böyle bir tezgahı tarih yazmamıştır... Artık iki de bir 2debir dergisi alıp Ogilvy'nin yaptığı ghost ilanlara bakarız...
niye basarili bir is hemen baltalaniyor anlamiyorum.tibet sanliman'in imtiyaz sahibi oldugu dergide yayimlanmasinda ne gibi bir sakinca var?hemen kötü niyetli olmayalim, pul koleksiyoncu dergisi degil bu.2'debir cok basarili bir tasarim ve lifestyle dergisi.Türkiye'de bu tarzda baska bir dergi yok.reklam sektöründe calisan herkesin okumasini tavsiye ederim.ayrica bu isleri elestirmek yerine bu konuda mimlenmis ve gercekten üsulu cok kötü örnekler var.karpat polat'in yaptigi cafe del mondo ürününü hic bir yerde satildigini görmedim.ayrica yayimlandigi dergilerde tibet sanliman'nin da dedigi gibi itfayeciler ve kuförlük dergileri!genc neslin okudugu bir dergide wwf ilani yayimlanmasi cok olagan, üstelik bu derginin her türlü firmanin her ilanini kabul etmemesi de cabasi. sonuc olarak ulusal ve uluslararasi yarismlara varolmayan bir ürünün katilmasini beni hayretlere sokuyor. sonradan da ayse bali'nin piskin piskin cikip bunu elestirmesi cok tuhaf.katakulli müsterilerin katakulli ilanlarini yayimlatip ve ödül alirken ciglik attigini ne cabuk unuttu?olmuyor bu isler olmuyor!
Arkadaşım, Tibet Sanlıman Ayşe Bali'den çok daha matah bir örnek olmadı. Hatta çok daha berbat bir örnek. Ayşe'nin hiç olmazsa bir iki gerçek kampanyası da var. Ama Tibet'te o da yok. Bir reklamcı olarak Tibet Bey'i örnek alamıyoruz çünkü 20 senedir bu işi yaptığı halde bir markayı hangi noktadan alıp bir başka noktaya taşıdığını gören olmamıştır. Yanında yetişip ustalaşan, kendisinden minnetle söz eden bi tane bile çırağı da çıkmamıştır. Üstelik TouchDown reklamcısıdır, dünyadan bir haberdir... ve boşboğazdır. Ödül için ilan yapılıyor diye eleştirip, sonra kendileri ödül için ilan yapar Tibet Sanlıman ama onunla bile doğru dürüst ödül alamaz. Tibet Sanlıman ile ilgili yaşanan traji komik bir olayı anlatayım. Anlatayım ki Tibet Sanlıman'ın sektörde neden sevilmediğini ve sayılmadığını siz de anlayın. Olay bundan üç beş yıl önceki Kristal Elma jürilerinden birinde yaşanır. Jüride çalıntı ilanlar konusu açılır, tüm jüri üyeleri hararetle tartışırlar. Bir kişi sessiz kalır, kızarır, bozarır. Hemen ardından da bu kişi kendi ajansının üç beş kampanyasını kimse ona bir şey demeden korkarak yarışmadan çeker. Yani çaldığı kampanyaların ortaya çıkacağını anlar ve sessizce kampanyalarını geri çeker. Dikkat edin, tesadüfen ortaya çıkan benzerzlik durumu değildir bu. Bilinçli olarak çalmıştır ve bunun anlaşılmasından, rezil olacağından çok korkmuştur sadece. Hayatında bir tane bile adam akıllı kampanya yapmadığı için bu lekenin onu sileceğinden de emindir. O yüzden kendi kendine işlerini çeker. Bu kişi, tüm jüri üyelerinin şaşkın ve acır bakışlarını üstüne toplar. Bu kişi Tibet Sanlıman'dır.
matah örnek olsun diye verilmedi, asıl kepazelik ayşe bali'nin yaptığı diye örnek verildi.karpat'ın cafe del mondo'suna birşey demediniz? şeytanın avukatlığını yapmıyorum kimsenin ama bunlara da bir cevap verilsin.yaranız var galiba tibet sanlıman ile ilgili. böyle ağır suçlamalarda bulunmadan önce doğruluğunu kontrol etseydiniz keşke.tibet sanlıman sadece bir kere kristal elma jürisindeydi bu da 2005 senesinde ve o sene hiçbir işini geri çekmedi.dolayısıyla anlatığınız hikaye gerçek dışı.bir markayı bir yere taşımadığını nereden biliyorsunuz? çalıştığı markaların ürün veya hizmetlerinin satış rakamlarını biliyormusunuz? marka algılama değerlerini biliyormusunuz? bilmeden atıp tutmayalım lütfen.
bırakın artık bu bok atmaları.böyle yalan yanlış şeyleri ifşa ederek delikanlılık tasladığınızı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz, başkaların yapmadığı şeylerle suçlayarak, kusura bakmayın bu tabiri kullanacağım "kancıklık" yapıyorsunuz. yoksa başka bir yaranız mı var gerçekten yani yanında yanında "ustalaşanlardanmısınız"? asıl sizin gibiler bu sektöre ve mesleğe zarar veriyorlar.delikanlı olun artık bırakın bu çekememezliği kıskançlığı!
çok daha önemli bir konu olan cafe del mondo bakası bence.
NEREDE BU CAFE DEL MONDO?ŞİRKET SAHİBİ KİM?NEREDEN ALABİLİRİM BU ÜRÜNÜ?YAYINLANDIĞI DERGİLER NEREDE?
ayrıca merak ettiğim başka bir konu daha var:kim bu örnek aldınız reklamcılar allah aşkına? bana da söyleyin bende örnek alayım.
"usta" olurum bi gün bende belki böylece.
pardon kimin söylediklerinin ne kadarı gerçek bilmiyorum ama ...tibet sanlıman sadece 2005'te değil daha öncede kristal jürisinde yer aldı. bu 2000 veya 2001 yılıydı büyük ihtimalle...
reklamcılığını çok övemem ama tasarımcı ve art direktör olarakda ayşe bali sarc tibet sanlıman dan 10 kere daha iyidir...
Burada muhabbet kopmuş gidiyor. Aşye Arman'ın röportajındaki şu kısım da benim dikkatimi çekti:
AA: Türkiye’de mesleğinizde siz kimleri ciddiye alıyorsunuz?
TS: Serdar Erener’in bu işi doğru yaptığını düşünüyorum. Ve fark yaratmak konusunda aklıma gelen ilk isim: Ali Taran.
Yani Sanlıman "Serdar Erener fark yaratamıyormuş ama doğru iş yapıyor"demeye getirmiş... Komik.
ayse bali'nin bütün ama BÜTÜN işlerinin çalınmış çırpılmış işler olduğunu biliyoruz. herkesin italya'da iyi okullarda okuma şansı olsaydı emin olun bu ülkede daha fazla iyi tasarımcı olurdu ayrıca. üstelik tasarımını beğenmek çok göreceli bir şey.
2000 ya da 2001 yılı jürisinde görünmüyor tibet sanlıman.ama rd'den bu bilgi alınabilir.
ayrıca tibet sanlıman'a serdar erener konusundaki yorumuna sonuna kadar katıldığımı da söylemek istiyorum.
serdar erener bu işi doğru yapıyor. sanırım bundan kasıt, hedef kitlenin, yani türk milletinin damarına basılmasını ve hemen hemen her iş'te duygusal sömürü yaparak reklamın paraya dönüşmesini sağlamak.bu fark yaratmak değildir.bu işi "doğru yapmaktır", tabi kime göre neye göre doğru yapmak o tartışılır. popülizmin götüne koyarak ve psikolojik araçlar kullanmak ne kadar etiktir o da tartışılır bana göre. bu yüzden de serdar erener'i reklam ustasından saymak gelmiyor içimden. o sadece okuduğu bilim ve felsefe kitaplarından çok iyi yorumlar çıkartır ve çıkarttığı dersleri uygular. sadece ama sadece kitaplardan okuduklarını aktarır sürekli ama "yaşayarak deneyimlemiş" bir insan değildir.
reklam ustası insanlar var bu ülkede, touchdown'da değildirdir belki ama bu kişilerden birisi serdar erener olmadığı da kesin.
İsmim Ergin Binyıldız ve bu ilanları ortaya çıkaran yaratıcı ekiptenim. Bazı konuları netleştirmek ve düzeltmek amacıyla yazıyorum:
1. Ödül almak için ilan yapmadık. Önce bu konuda (golf sahalarının inşası) bir şey yapmamız gerektiğine karar verdik. Sonra fikri bulduk. Tersi değil.
2. İlanlar sadece 2'debirde değil Tempo ve Ekonomist dergilerinde de yayınlandı. Gazetelerde yayınlatmak için de çaba gösterdik ancak henüz başaramadık. Bu arada bir "golf lobisi" olduğunu hatırlatmak isterim. Ayrıca 2'debirin okur profili ulaşmak istediğimiz kitleyle örtüşüyor.
3. Sünger ve Balta ilanlarını bir kampanya olarak tasarlamadık. Epica'ya katılımlarını da kampanya olarak değil ayrı ayrı yaptık. İşleri birlikte değerlendirme kararı Epica jürisine aittir, bize değil.
4. En önemli mesele: Fikir arak değildir. Bu konuda verebileceğim sözümden başka bir şey yok. Nereden esinlenmiş olduğumuzu anlamak için fellik fellik Bodenfors'un işini arıyorum ancak maalesef henüz bulamadım. Üzerindeki "anonymous" sır perdesini atmaya cesaret ederek bu konuda "gerçekten" bilgi sahibi olmak isteyen olursa (0212) 3398360'tan bana ulaşabilir. Hem bu vesileyle ben de nasıl bu kadar az bilgi sahibi olduğunuz bir konuda, bu kadar çok fikir sahibi olduğunuzu öğrenme fırsatını yakalarım. Yani önyargınızın nedenini öğrenmeye çalışırım.
Not: Buranın müdavimi değilim ve yazışmalara şans eseri denk geldim. Bana cevap vermek isteyenleri yanıtlamayacağım çünkü sadece burada yer alan yanlış bilgilerin doğrusunu aktarmak için yazıyorum. Saygılar,
Ergin
Golf lobisi çok ilginçmiş... Ergin bey acaba biraz açabilir misiniz bu konuyu? Yani Hürriyet, Milliyet ve Sabah gibi gazetelerin bu ilanı yayınlamayı reddetmeleri konusunu biraz anlatabilir misiniz? Bence yaptıkları çok ayıp ve kötü... Çünkü gazetelerin işlevi sadece insanların bilgi almalarını sağlamak değil aynı zamanda haklarını da savunmak... Üstelik golf gibi son derece gereksiz, saçma ve patron sporu hakkında halkı uyarmak ve doğanın tahrip edilmesini önlemek de onların bir fonksiyonu olmalı. Tabi gazete patronlarının golf oynuyor olabileceğini gözardı etmiş oluyoruz bu durumda. Üstelik bu reklam Ogilvy Istanbul gibi gazetelerde diğer müşterisinin mesela Ford'un pek çok ilanı yayınlanan bir reklam ajansı. Hürriyet, Milliyet ve Sabah ve hatta Radikal zaten önemli bir reklamverenleri olan Ford Türkiye'nin ve onların reklam ajansı Ogilvy 'nin bir ilanını yayınlamak konusunda neden bu kadar katı davranırlar çok anlamsız...
Yalnış bilgilerin doğrusunu aktarmışmış... Pes doğrusu. Pişkinlikle olmuyor. Çok samimiyiz işimiz orijinal demekle hiç olmuyor. Fellik fellik arıyormuş... Orijinal işin nerede olduğu belli. Müşterisi belli. Yapan ajans belli. Aldığı ödül belli. Yılı belli. Az bilgilisiniz önyargılısınız telefonla beni arayın konuşalım gibi salata ajitasyonlar yaparak işin içinden sıyrılmanız mümkün değil.
Söz konusu iş Cresta'nın sitesindeki 2003 finalist listesinde yoktu. Bodenfors'un internet sitesinde de yoktu. Ayrıca, bu keywordlerle internette arandığında da çıkmıyordu. Sonunda, yüzde yüz emin olmak için Forsman and Bodenfors'la temasa geçtik. Hem telefonla konuşup hem de mailleştik. Yazışma aşağıdadır:
Benim mailim:
"Hello Lotta,
We've already talked over the phone. Here is the situation in brief:
We have heard in a blog that you have done an ad for WWF in 2003 that was a Cresta finalist and that it is a similar ad to an ad that we have done a few months ago. It is about putting a stop to cutting down trees for building golf courses and the visual is of a golf player with an axe in his hand instead of a golf club. We have searched your ad on the internet and it was nowhere to be found including forsmand & bodenfors and cresta websites. We thought the ethical thing to do would be to contact you and see if there is indeed such an ad and if so if there is really any resemblance. We have attached our work. Hoping to hear from you soon,
Osman Ergin Binyıldız
Creative Group Head
Bu da cevap maili:
"To: Ergin Binyildiz
From: Lotta Dawidsson
Date: 01/12/2007 12:18PM
Subject: Re: Ogilvy istanbul work
Dear Ergin,
Sorry for this situation and the worries that it may have caused you and you colleagues.
I just wan't to inform you that Forsman & Bodenfors never worked for the WWF. I spoke to our Copywriter Björn Engström and he insures me that we never done any work similar to this, by the way, Björn liked the ad a lot!
The Cresta Finalist ad, similar to your's (as they say on the blog) that you are talking about must been created by an other agency or not at all...
Please find this e-mail as a confirmation that the Agency Forsman & Bodenfors isn't connected to this ad for WWF.
All the best to you and your agency!
Best regards,
Lotta Dawidsson
Kyrkogatan 48, SE-411 08
Gothenburg, Sweden
Tel. +46 31 176730
Web. http://www.fb.se
Özetle Türkçe meali şudur: Ödül koordinatörleri Lotta Dawidsson ajanslarının WWF için hiç çalışmadığını, söz konusu işe benzer hiçbir şey yapmadıklarını, emin olmak için yaratıcı departmandan yazar Björn Engström'e de sorduğunu söylüyor.
Bütün anonymous'ların bilgisine,
Ergin.
İyi güzel de bu ilan arak değildir dememişler, buna benzer bir ilan olduğunu kabul etmiş ve başka bir ajans tarafından yapılmış demişler.
Lütfen ingilizce bilmeyen arkadaşlar tarzanca tercümelerle yanlış yorumlarda bulunmasınlar.
tam tercümesi:
The Cresta Finalist ad, similar to your's (as they say on the blog) that you are talking about must been created by an other agency or not at all...
Bahsi geçen ve bir blog'ta sizinkine benzediği söylenen Cresta finalist ilanı, başka bir ajans tarafından ya da hiç yapılmamış olmalı...
Bu kadar konuşuluyor da bir göremedik şu ilanı nedense. Bu iddiayı ortaya atanlar lütfen bulsun da şu ilanı yollasın bize. Sektörde herkes Ergin gibi etik bir çaba içerisinde olsa keşke ve haksız yere pişkinlikle suçlamasa birbirini. Gerçek pişkinler hep sessiz olmayı tercih ediyor zaten bunu biliyoruz. Çok merak ediyoruz hepimiz bu ilanı gerçekten.
Gazeteler ve Ford ile ilgili yorumda bulunan arkadaşa çok güldüm.Pişkinlikle suçlayan arkadaşı da anonymous'tan çıkmaya davet ediyorum, böylece kendi pişkinliği bertaraf etmeli bence.
Funda A.
ilanı yollamak isteyenler:
funda@adr.com.tr
onu bunu birakin da bu golf islerini bulan eden cocuk lokum gibi seker, parlak bir genç art director...
can adi... boyle taze insanlarin travmalarinin yaraticilari olmayin allah askina ici bos iddialarla.
cabaliyo iyi is yapmak icin kasio. yapio da iste.
rahat birakin da illa taslamak istiosaniz daha da buyuyunce yaparsiniz. nasilsa sizin bos vaktiniz var.
ama mesela ergin'in yok. cok bile ugrasmis...
hadi bakalim kalbinizi temiz tutun bi doz.
Hopik selam,dunde yazdim biseyler ama cikmamis bi daha yaziyorum,
yazdigin seyler icin tesekkur ederim ama eksik taraflarida var. Ben bu isleri tek basima yapmadim, bu is icin ter doken ekip arkadaslarimla beraber yaptik. Bunuda her zaman bu sekilde paylastim herkesle. Zaten bize en keyif veren kismi da bircok isimizde oldugu gibi gercek bir takim calismasi olmasiydi. Bunlar hassas konular tahmin edicegin gibi o yuzden bu satirlari yazmak istedim.
Bayadirda islere bakmamistim bu vesiyleyle tekrar bi goz atinca islere, her kosesiyle herkezin nasil ugrastigini tekrar hatirlamis oldum.
Darisi diger islerimize.
Can Pehlivanli
selamlar, ben 2'debir dergisinin editörü, kurucusu, aslında bir bakıma herşeyi, erel eryürek..anladım ki, sizin baktığınız yerden hayat enteresan seyrediyor..(sözüm bir ilandan yola çıkarak reklam dünyası analizi yapmayı başlatanlara...bok atma kültürünün prim yaptığı bir ülke için boş bir heves olmasa gerek)..insanları gittikleri barlar üzerinden tarif etmek, yarattıkları işleri, önünü ve arkasını kurcalamadan hiçe saymak, üstelik konuşulan konunun dışına taşıp dahil edilen konular hakkında ciddi bilgi boşluğuyla lakırdı etmek gene bu topraklara has bir durum olsa gerek.. hafıza problemi yaşayan bir topluma alzheimer aşılama çalışmalarınızdan dolayı sizi tebrik ediyorum.. yetişkin hayatında sahip olunan davranış bozukluklarını çocuklukta yaşanan travmalara bağlamanın "yaratıcısı" freud'un neden puro içtiği sorusuna verdiği "bazen bir puro, yalnızca bir purodur" yanıtından feyz alarak, bazen bir ilan yalnızca bir ilandır, ilham bir şehir ismi değildir, bir dergi yalnızca bir dergidir diyerek satırlarıma son vermek isterim.. sağlıcakla kalın, küresel ısınmaya dikkat edin!!
erel hanım’a cevap vermek istedim açıkcası yazdıklarını okuduktan sonra.çünkü bir ilandan yola çıkarak başlayan, herkesin kendince çok iyi bildiğini sandığı mesleğimiz, reklamcılık ve reklam sektörü gerçekleri hakkında görüş bildirme cüretinde bulunduğumuz için özür dilemek istedim bütün reklamcılar adına. aynı zamanda bir blog’ta yer alan yorumlardan dolayı freud psikanalizi yapılmasını, alzheimer hastalığının hoşnut olmadığımız insan tiplemesini tarif etmek adına kullanmayı, bahsedilen barlar hakkındaki kategorizasyondan farksız bulmuyorum. “haddini bildirme” yöntemi olarak bu uslup tarzı sağlıklı mı gerçekten? asıl bu durumda çocuklukta yaşanan travmalar incelenmemelimidir?...
Reklamın arak olup olmadığını bilemem de, golfle ilgili bilgiler 'tatlısu çevrecisi' hikayeleri. 200bin ağaçmış. Hadi ordan...
Reklam yapmadan önce, forward mail içeriğinden biraz daha fazla araştırma yapmak gerekir. Karşı tarafa 'ne diyorsunuz bu iddialara' diye sormak gerekir.
Ayrıca dahi anlamındaki de'ler ayrı yazılır!
Yorum Gönder
<< Home