Behram & Pears
'İlk iş 2005'ten Pear Bureau için yapılmış bir kartpostal çalışması. Portland'dan Dotzero Design yapmış. Karen Wippich ve Jon Wippich adlı tasarımcıların işi.
İkincisi de gıda kategorisinde Kristal Elma 2006'yı alan ilan. Behram Zeytinyağı. TBWA\İstanbul'un işi.'
Bigumigu
10 Comments:
Bu kadar dayanaksız bir fikrin nereden geldiği anlaşıldı şimdi... Nasıl Kristal Elma almıştı anlayamamıştım zaten.
Bir TBWA İstanbul klasiği... Bu sene rekora koşuyorlar maşallah.
Çok üzücü bir durum...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Amerika'nın ücra bir köşesinde yapılmış bir kartpostal çalışmasının TBWA İstanbul çalışanları tarafından görülmüş olması ihtimali sizce kaçtır? Bence çok zayıf bir ihtimal. (Tabii ortada korkunç bir benzerlik var) Ayrıca Amerika'da yapılmış olan işin Behram'dan daha iyi bir iletişim çözümü olduğunu düşünüyorum.
so what?!
Çalıntı olmasının ötesinde Behram zeytinyağı gibi bir reklamveren için çok pahalı ilanlar bunlar. Reklamverenin bütçesiyle değil de ajansın kendi cebinden verdiği paralarla yapıldığı çok açık. Çalıntı olması da cabası.
fikirleriniz bir temele dayanmıyorsa yıkılmaya her zaman mahkumdur... bir işe çalıntı demek o kadar kolay ki... ça-lın-tı... gerçekten yazması bile çok kolay... peki nerde reklamcının iki fikrin altında yatan stratejiyi araştırma çabası, nerde fikirlerini bilimsel bir dille öne sürmek... bence burdaki yorumların en büyük sorunu isimsiz olmaları değil, fikirsiz olmaları... bir çekirge sürüsü gibi o çalıntı bu çalıntı diye sağa sola koşturan insanlar geliyor aklıma hep bu yorumları okudukça... anlamadığım bunları yazan insanlar reklam yapmıyorlar mı? reklamcı adamın çalmak diye bir güdüsü olamaz... evet başka işlere bakar, inceler ama kafası açılsın, olaya başka yönlerden bakabilsin diye... sonra bunlar birikir zihinde, bir bakarsınız birden hiç istemeden o kalan tortu çok fazla olmuş, yaptığınız iş önceden yapılmış bir işe benzemiş... herkese bir gün olur bu... kendimize yapılmasını istemediğimiz şeyleri başkalarına yapmayı ne zaman bırakırsak da olmaz bir daha...
gecenlerde reklamyazılarına marketingturkiye kapağı ile ilgili bir yazı yazdım... konu tv'de şiddetti; görsel ise kumandanın pil yerinde 2 tane kurşun... işi önceden görmüştüm ve bu örnekteki gibi değil, gerçekten çok benziyorlardı... buna rağmen yorumumu yargısız koydum ortaya, sadece sordum... kağan işmen de samimi bir şekilde istemeden pişti olduklarını söyledi, bana da inanmak düştü... neden inanmasaydım ki, bu kadar mı zor bir şeydir kumandanın içinde 2 kurşun düşünmek... ha bu hataya düşmemek için daha çok araştırmak lazım doğrudur ama her zaman gözden bir şeyler kaçmaz mı bu meslekte... hele ki türk reklamcılığında ne kadar zor sürekli araştırmak, kendini geliştirmek, bir türlü bitmeyen ve sürekli geri dönüş alan işler arasında...
bütün bunlardan bağımsız olarak, örnekteki işlerin fikir çıkış noktalarının aynı olmadığı o kadar açık ki... birbirine görsel olarak benzeyen her ilanın birbiriyle aynı olmasını nasıl düşünebiliriz...? aynı şey cnn türk reklamları için de geçerli... haberi anında iletmek bir kavram, onu o ilandaki görselle kullanmak bir fikirdir ve cnn türk reklamı özgün bir fikirdir...
her neyse bu tartışmalar ve mesnetsiz iddialar asla bitmeyecek, ben de kimseyle polemiğe girme peşinde değilim; sadece inandığım ve doğru olduğunu bildiğim şeyden yanayım...
not: muhtemel tartışmaları şimdiden bitirmek adına söylemeliyim ki; ne tbwa'den birini tanırım ne işlerini derinlemesine takip ettim ne de sempatim var onlara...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Ankara'da bir reklâm ajansındaydım iş dolayısıyla. Tam da kristal Elma ödüllerinden hemen sonra. Günde buluşup kaynatan kadınlar gibi hemen reklâmlar üzerine konuşmaya başladık. Hani konuşmaz, tartışmazsak olmaz.(!) Konu bir anda Kristal Elma'ya geldi. Elindeki Kristal Elma ödüllerinin sergilendiği dergiyi talan eden reklâm ajansının başkanı ödüller üzerine neler demedi ki: 'Buluyorlar mahalle aralarında, kendi halinde esnafı, bakın biz çok yaratıcı bir iş bulduk, bu işi sizin için uygulayalım ve kristal Elma'ya katılalım. Biz ödül kazanalım ve siz de ulusal mecraya çıkmış olun. Ne araştırma var ne strateji ne de başka birşey. Bomboş.vs. vs.' İşin aslı nedir ne değildir bilmiyorum ancak ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Böyle bir dedikodunun ortalıkta dolaşması reklâm ajanslarının iletişimden yoksun olduklarını ortaya koyuyor. Neden bir şeyler söylemiyorlar ki? Eğer aslı varsa; o fikir merkezlerinin yaptığı bu türden ayak oyunları, kendilerine zarar vermiyor mu? Ne kazanıyorlar ne kaybediyorlar, bunun farkında değiller mi? Enteresan...
Yorum Gönder
<< Home