Pazartesi, Ekim 31, 2005
Bir sanat yönetmeninin bilmesi gerekenler (2)
Sadece izleyenler için çok bir şey fark ettirmeyebilir ama izlenenlerin üretildiği tarafta çalışanlar için, sayıları gittikçe artan yayın formatları konusunda kısa bilgiler edinmek faydalı olabilir.
Büyük kaset, küçük kaset dönemini yaşayanlar için hayat gayet kolaydı. Bugün artık kasetler, cdler, kartlar kısaca bilgi depolayabilen her tür medya aynı zamanda video kayıtları için de kullanılır oldu.
Bu çeşitliliğin karmaşaya dönüşmesini önlemek ve konuya belli standartlar getirmek için dünya üzerinde kabul görmüş yayın standartları bulunuyor. Bunlardan birkaçı; NTSC, PAL, SECAM, MeSECAM gibi sıralanabilir. Türkiye’de TV yayınları için şimdilik PAL sistemi kullanılmakta.
PAL sistem 1 saniyede 25 resim değişmesi ile RGB renk kodlamasının kullanıldığı ve normal şartlarda ekran çözünürlüğü 720x576 pixel, 72 dpi olan bir yayın biçimidir.
Yukarıdaki iki satır, basılı medyaya yönelik grafik çalışan insanların genellikle gözden kaçırdığı pek çok özelliği içinde barındırıyor;
Örneğin, çalışmanızdan bir TV reklamı türetileceğini düşünelim. Grafik çalışmaları ağırlıklı olarak Macintosh ortamında ve Freehand programı ile çalışıldığından, bu çalışmaların video prodüksiyonu için PC ortamına nakledilmesi üzerinde durmak istiyorum.
1- Text içeren dökümanları vektörele konvert edin.
2- Çalışmayı kendi ekranınızda CMYK’dan RGB ye çevirin.
3- A4 baskı boyutu üzerindeki dosyalarınızı A4’e indirgeyin.
4- Dosya isimlerinde kesinlikle Türkçe karakter kullanmayın.
5- Layer içeren çalışmalarınızı merge etmeden orijinal haliyle iletin.
6- Tabloid bir çalışma ise landscape’e uygulamaya çalışın.
Bu noktalara dikkat ettiğiniz zaman, hem çalışmanız orjinalliğinden bir şey kaybetmeden video ortamına aktarılmış olur hem de çalışma çok daha kısa sürede sonlanır.
Çeşitlilikten söz etmişken, karşımıza çıkan HD, DVD, VCD, SVCD, DV, BTC, VHS ve bunun gibi bir çok medyadan da bahsetmekte fayda var.
Bu yukarıdaki formatların birbirlerine dönüştürülmeleri için profesyonel bir stüdyodan destek almalısınız.
Görüntü kalitesi bakımından sıralamak gerekirse HD, BTC, DV, DVD, VHS, SVCD, VCD uygun olacaktır. Yukarıdan aşağı dönüştürmelerde kalite bir parça korunabilirken aşağıdan yukarı doğru nakillerde ilk kayıt ne kalitede ise son kayıt da aynı kalitede olacaktır.
(Yazan: Burak Bakış
Video Art Direktörü - Alaaddin Adworks)
Büyük kaset, küçük kaset dönemini yaşayanlar için hayat gayet kolaydı. Bugün artık kasetler, cdler, kartlar kısaca bilgi depolayabilen her tür medya aynı zamanda video kayıtları için de kullanılır oldu.
Bu çeşitliliğin karmaşaya dönüşmesini önlemek ve konuya belli standartlar getirmek için dünya üzerinde kabul görmüş yayın standartları bulunuyor. Bunlardan birkaçı; NTSC, PAL, SECAM, MeSECAM gibi sıralanabilir. Türkiye’de TV yayınları için şimdilik PAL sistemi kullanılmakta.
PAL sistem 1 saniyede 25 resim değişmesi ile RGB renk kodlamasının kullanıldığı ve normal şartlarda ekran çözünürlüğü 720x576 pixel, 72 dpi olan bir yayın biçimidir.
Yukarıdaki iki satır, basılı medyaya yönelik grafik çalışan insanların genellikle gözden kaçırdığı pek çok özelliği içinde barındırıyor;
Örneğin, çalışmanızdan bir TV reklamı türetileceğini düşünelim. Grafik çalışmaları ağırlıklı olarak Macintosh ortamında ve Freehand programı ile çalışıldığından, bu çalışmaların video prodüksiyonu için PC ortamına nakledilmesi üzerinde durmak istiyorum.
1- Text içeren dökümanları vektörele konvert edin.
2- Çalışmayı kendi ekranınızda CMYK’dan RGB ye çevirin.
3- A4 baskı boyutu üzerindeki dosyalarınızı A4’e indirgeyin.
4- Dosya isimlerinde kesinlikle Türkçe karakter kullanmayın.
5- Layer içeren çalışmalarınızı merge etmeden orijinal haliyle iletin.
6- Tabloid bir çalışma ise landscape’e uygulamaya çalışın.
Bu noktalara dikkat ettiğiniz zaman, hem çalışmanız orjinalliğinden bir şey kaybetmeden video ortamına aktarılmış olur hem de çalışma çok daha kısa sürede sonlanır.
Çeşitlilikten söz etmişken, karşımıza çıkan HD, DVD, VCD, SVCD, DV, BTC, VHS ve bunun gibi bir çok medyadan da bahsetmekte fayda var.
Bu yukarıdaki formatların birbirlerine dönüştürülmeleri için profesyonel bir stüdyodan destek almalısınız.
Görüntü kalitesi bakımından sıralamak gerekirse HD, BTC, DV, DVD, VHS, SVCD, VCD uygun olacaktır. Yukarıdan aşağı dönüştürmelerde kalite bir parça korunabilirken aşağıdan yukarı doğru nakillerde ilk kayıt ne kalitede ise son kayıt da aynı kalitede olacaktır.
(Yazan: Burak Bakış
Video Art Direktörü - Alaaddin Adworks)
Pazar, Ekim 30, 2005
Picasso İstanbul
Picasso'nun bugüne kadar hiç sergilenmemiş eserlerini de içeren geniş kapsamlı sergisi Türkiye'de ilk defa, Sakıp Sabancı Müzesi'nde sanatseverlerle buluşacak.
Picasso'nun uzun sanat yaşamı boyunca çeşitli alanlarda ürettiği, bütün dönemlerini kapsayan 135 eser, 24 Kasım 2005 ve 26 Mart 2006 tarihleri arasında Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi'nde sergileniyor. Bu kapsamlı sergiyi kaçırmayın!
Adres: Sakıp Sabancı Cad. No: 22 Emirgan
Ziyaret saatleri:
Salı, Perşembe, Cuma, Cumartesi, Pazar 10:00 - 18:00
Çarşamba 10:00 - 22:00
(Resim: Le Repas Frugal, 1904. Picasso'nun Mavi Dönemi'nden)
Picasso'nun uzun sanat yaşamı boyunca çeşitli alanlarda ürettiği, bütün dönemlerini kapsayan 135 eser, 24 Kasım 2005 ve 26 Mart 2006 tarihleri arasında Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi'nde sergileniyor. Bu kapsamlı sergiyi kaçırmayın!
Adres: Sakıp Sabancı Cad. No: 22 Emirgan
Ziyaret saatleri:
Salı, Perşembe, Cuma, Cumartesi, Pazar 10:00 - 18:00
Çarşamba 10:00 - 22:00
(Resim: Le Repas Frugal, 1904. Picasso'nun Mavi Dönemi'nden)
Perşembe, Ekim 27, 2005
Büyük sorundur. Müşteriye onay için e-posta atarsınız ve müşteriden kaynaklanan (e-posta deposu dolmuştur / ya da çalışmıyordur) ya da internet bağlantınızla ilgili problemler yüzünden onay gecikir veya ertesi güne kalır. Bunun önüne geçmek için çok başarılı bir site yapılmış: YouSendIt. Eğer çalıştığınız matbaanın / renk ayrımcısının ve sizin bağlantı hızınız iyiyse, CD veya kurye kullanmadan, sadece bu siteye yükleyeceğiniz dosyaların url'sini yollayarak, hem kurye ücretinden, hem de işin gecikmesinden dolayı çıkabilecek sorunlardan kurtulabilirsiniz.
Sitenin kullanımı çok kolay: Sizin ve göndereceğiniz yerin e-posta adresini yazıyorsunuz. Göndermek istediğiniz dosyayı ekleyip, mesajınızı da yazarak yolluyorsunuz. Karşı tarafın ve sizin e-posta hesabınıza bir url geliyor. Bu url'yi browser'ınıza yapıştırıyorsunuz ve dosyayı indiriyorsunuz. Hepsi bu kadar ve hepsi ücretsiz. Ayrıca 1 GB'a kadar yükleme kapasitesi var.
Sitenin kullanımı çok kolay: Sizin ve göndereceğiniz yerin e-posta adresini yazıyorsunuz. Göndermek istediğiniz dosyayı ekleyip, mesajınızı da yazarak yolluyorsunuz. Karşı tarafın ve sizin e-posta hesabınıza bir url geliyor. Bu url'yi browser'ınıza yapıştırıyorsunuz ve dosyayı indiriyorsunuz. Hepsi bu kadar ve hepsi ücretsiz. Ayrıca 1 GB'a kadar yükleme kapasitesi var.
İtalyanlar, Reklamcılık Vakfı'nın amblemini aşırmışlar (mı?) !
Vroncato Roncato, fiber bavul, bagaj, evrak ve makyaj çantası gibi ürünler tasarlayan ve üreten bir İtalyan firması. 1950'lilerin ortalarında kurulmuş. Logosu, kendisine çok benzeyen Reklamcılık Vakfı'nın hemen yanında, kırmızı olan. Logonun yeniden yapılmış olması muhtemel. Ya da değil, bilmiyorum. Ama Bülent Erkmen'in Reklamcılık Vakfı için tasarladığı logo ile bu İtalyan şirketinin logosunun benzerlikleri gerçekten şaşırtıcı. Acaba hangisi önce yapıldı? Bununla ilgili bilgiyi bulmak biraz zor olacak.
(Haluk Mesci'nin katkılarıyla)
(Haluk Mesci'nin katkılarıyla)
Pazartesi, Ekim 24, 2005
Nike Evolution!
Yaratıcılığın ve doğru uygulamanın doruğunda bir reklam filmi. Uzun zamandır bu kadar başarılı bir iş görmemiştim. (Bunu daha önce koyacaktım siteye ama youtube.com'da sorun çıktı. O yüzden link vermek zorundayım.)
Seyretmek için tıklayın.
Seyretmek için tıklayın.
Cuma, Ekim 21, 2005
Lugz, iPod ve ..?
"Aklın yolu Lugz" yazısından sonra Haluk Bey, Advertising Age yazarlarından Stuart Elliot'a bu iki filmle ilgili olarak bir e-posta atmış:
"Dear Stuart,
Need your moderation on whether or not the latest iPod commercial
'Detroit' is a rip-off of 2001 Lugz Shoes.
Could it be that the background & tint is similar on account of
'Detroitness'.
Thank you in advance,
Haluk Mesci
Istanbul"
Stuart Elliott ise Haluk Bey'e aşağıdaki e-postayla cevap vermiş:
"Hi
The two spots look very much alike but someone tells me there is a spot
from 6 years ago that they both ripped off!:)
Best
Stuart Elliott
Kıssadan hisse, Stuart Elliott, bu iki reklamın 6 sene önce bir başka reklamdan 'arak' olduğunu söylüyor. Bu garip zincirin daha nereye kadar uzandığını bilemiyorum ama sonuçta ortada iki birbirine benzer film ve ne olduğunu bilmediğimiz orijinal bir iş daha var.
"Dear Stuart,
Need your moderation on whether or not the latest iPod commercial
'Detroit' is a rip-off of 2001 Lugz Shoes.
Could it be that the background & tint is similar on account of
'Detroitness'.
Thank you in advance,
Haluk Mesci
Istanbul"
Stuart Elliott ise Haluk Bey'e aşağıdaki e-postayla cevap vermiş:
"Hi
The two spots look very much alike but someone tells me there is a spot
from 6 years ago that they both ripped off!:)
Best
Stuart Elliott
Kıssadan hisse, Stuart Elliott, bu iki reklamın 6 sene önce bir başka reklamdan 'arak' olduğunu söylüyor. Bu garip zincirin daha nereye kadar uzandığını bilemiyorum ama sonuçta ortada iki birbirine benzer film ve ne olduğunu bilmediğimiz orijinal bir iş daha var.
Çarşamba, Ekim 19, 2005
Aklın yolu Lugz
Sanırım Lugz Shoes, bu reklamı yaparken, hem Apple'ı hem de Kinetix'i bu kadar etkileyeceğini düşünmemiştir.
Yandaki görüntüler (soldan sağa), 2001 yılında yapılmış Lugz reklam filmi, onun hemen yanında TBWA New York'un yeni Eminem'li iPod reklamı ve son olarak da Kinetix'in geçen seneki reklam kampanyası. Hepsinin tasarımları etkileyici ama ortak paydası, hepsinde aynı renk değerlerinin, tasarım elemanlarının ve kamera açılarının kullanılmış olması.
(Apple'ın iPod reklamlarının ise, Taxi Canada'nın yaptığı Flow 93.5 reklamlarına benzediği söyleniyor.
Ama açıkçası silüet görüntüyü renkli bir fonun üzerinde kullanmak, bir çok tasarımcının kullandığı tekniklerden biri. O yüzden iPod reklamlarının Flow reklamlarını taklit ederek yapıldığını düşünmek bu anlamda yanlış olur. Yeni iPod reklamının ise Lugz'a olan benzerliğini göz önüne alırsak, kötü bir tesadüfe kurban gittiklerini düşünüyorum. Ve bir Apple fanatiği olarak, Apple'ın yaptığı her şeyin orijinal ve birer tasarım harikası ürünler olduğunu, ayrıca iPod gibi dinamik bir ürünün böyle hareketli ve yaratıcı bir filmle bu şekilde reklamının yapılmasında sorun görmüyorunm açıkçası. Ama yine de keşke ama keşke, bu kadar benzerlik olmasaydı. Bu, Apple için kötü bir tesadüf olmuş.)
Lugz fimleri için 'Archive'e girin, oradan Lugz'ı seçin ve '01'e tıklayın.
İPod'un son reklam filmi için tıklayın.
(Kaynak: adfreak.com)
Yandaki görüntüler (soldan sağa), 2001 yılında yapılmış Lugz reklam filmi, onun hemen yanında TBWA New York'un yeni Eminem'li iPod reklamı ve son olarak da Kinetix'in geçen seneki reklam kampanyası. Hepsinin tasarımları etkileyici ama ortak paydası, hepsinde aynı renk değerlerinin, tasarım elemanlarının ve kamera açılarının kullanılmış olması.
(Apple'ın iPod reklamlarının ise, Taxi Canada'nın yaptığı Flow 93.5 reklamlarına benzediği söyleniyor.
Ama açıkçası silüet görüntüyü renkli bir fonun üzerinde kullanmak, bir çok tasarımcının kullandığı tekniklerden biri. O yüzden iPod reklamlarının Flow reklamlarını taklit ederek yapıldığını düşünmek bu anlamda yanlış olur. Yeni iPod reklamının ise Lugz'a olan benzerliğini göz önüne alırsak, kötü bir tesadüfe kurban gittiklerini düşünüyorum. Ve bir Apple fanatiği olarak, Apple'ın yaptığı her şeyin orijinal ve birer tasarım harikası ürünler olduğunu, ayrıca iPod gibi dinamik bir ürünün böyle hareketli ve yaratıcı bir filmle bu şekilde reklamının yapılmasında sorun görmüyorunm açıkçası. Ama yine de keşke ama keşke, bu kadar benzerlik olmasaydı. Bu, Apple için kötü bir tesadüf olmuş.)
Lugz fimleri için 'Archive'e girin, oradan Lugz'ı seçin ve '01'e tıklayın.
İPod'un son reklam filmi için tıklayın.
(Kaynak: adfreak.com)
Süpermen'in 'S'si
Herhalde, süper kahramanların içinde logosuyla, rengiyle en öne çıkan Süpermen’dir. Peki göğsünde taşıdığı alamatifarikası ‘S’yi, kim tasarlamış olabilir?
Sonsuza dek genç kalacak 70 yıllık yaşlı karakter ile ilgili bir çok diğer
şey gibi, bunun cevabı da kime sorduğunuza göre değisir.
En eski çizgi roman başvuru kaynakları Clark’ın kostümle birlikte ‘S’ logosunu
da tasarladığını belirtir.
Çizgi romanları okumamış olsanız bile, 1952 yılında televizyonu olan herhangi birisi Martha Kent'in Clark'ın kostümünü yaptığını ve muhtemelen ‘S’ amblemini tasarladığını söylebilirdi. "Süpermen Dünya'da (19 Eylül 1952) bölümünde, Clark'ın evlatlık babasının ölümünden sonra, evlatlık annesi onu Smallville otobüs deposuna götürür, ki böylece Metropolis'e taşını p süperligini orada tüm gün sürdürebilsin diye. Anne Kent (belli bir sebeple bu bölümde Sara Kent olarak geçer) Clark'a, Baba Kent onu buldugunda üzerine örtülmüş battaniyeden yaptığı kostümünü getirip getirmediğini sorar. Garip şekilde, Süpermen'in kurtardığı ilk kişi ona "bu... süper adam!" diye hitap eder. Yani eğer amblemi Anne Kent tasarladıysa, sonunda Süpermen’e ismini de verenin o olması bir tesadüf.
1978 Aralık ayında, Superman: The Movie, ‘S’ amblemine yeni bir açıklama getirdi. Aslında o zaten bir ‘S’ değildi. El Ailesi için aile simgesi olan bir sembolün Kriptoncasıydı. Açıkça görülüyordu ki, ‘S’ "El"i simgeliyordu ve Süpermen’in göğsündeki sembolik S harfi ve Süpermen adına bağlayan Lois'di. Yıldönümü sayısında ( Action Comics #500), sembolü Baba Kent'in tasarladığı açıklanır. Bu noktada, annenin süper giysiyi dikmiş olması, babanın da ‘S‘ işaretini tasarlamış olması, Clark'ın dünyevi ailesinin Süpermen'in görünüşünün yaratılmasında katkılar ı olduğunun mantıklı bir açıklaması olabilirdi.
Burada Süpermen logosunun değişik örneklerini görebilirsiniz.
(Derleyen ve çeviren: Burcu Dicle Yıldız.)
Gelecek yazı: Batman logosunun değişimi , gelişimi ve modernleştirilmesi.
Sonsuza dek genç kalacak 70 yıllık yaşlı karakter ile ilgili bir çok diğer
şey gibi, bunun cevabı da kime sorduğunuza göre değisir.
En eski çizgi roman başvuru kaynakları Clark’ın kostümle birlikte ‘S’ logosunu
da tasarladığını belirtir.
Çizgi romanları okumamış olsanız bile, 1952 yılında televizyonu olan herhangi birisi Martha Kent'in Clark'ın kostümünü yaptığını ve muhtemelen ‘S’ amblemini tasarladığını söylebilirdi. "Süpermen Dünya'da (19 Eylül 1952) bölümünde, Clark'ın evlatlık babasının ölümünden sonra, evlatlık annesi onu Smallville otobüs deposuna götürür, ki böylece Metropolis'e taşını p süperligini orada tüm gün sürdürebilsin diye. Anne Kent (belli bir sebeple bu bölümde Sara Kent olarak geçer) Clark'a, Baba Kent onu buldugunda üzerine örtülmüş battaniyeden yaptığı kostümünü getirip getirmediğini sorar. Garip şekilde, Süpermen'in kurtardığı ilk kişi ona "bu... süper adam!" diye hitap eder. Yani eğer amblemi Anne Kent tasarladıysa, sonunda Süpermen’e ismini de verenin o olması bir tesadüf.
1978 Aralık ayında, Superman: The Movie, ‘S’ amblemine yeni bir açıklama getirdi. Aslında o zaten bir ‘S’ değildi. El Ailesi için aile simgesi olan bir sembolün Kriptoncasıydı. Açıkça görülüyordu ki, ‘S’ "El"i simgeliyordu ve Süpermen’in göğsündeki sembolik S harfi ve Süpermen adına bağlayan Lois'di. Yıldönümü sayısında ( Action Comics #500), sembolü Baba Kent'in tasarladığı açıklanır. Bu noktada, annenin süper giysiyi dikmiş olması, babanın da ‘S‘ işaretini tasarlamış olması, Clark'ın dünyevi ailesinin Süpermen'in görünüşünün yaratılmasında katkılar ı olduğunun mantıklı bir açıklaması olabilirdi.
Burada Süpermen logosunun değişik örneklerini görebilirsiniz.
(Derleyen ve çeviren: Burcu Dicle Yıldız.)
Gelecek yazı: Batman logosunun değişimi , gelişimi ve modernleştirilmesi.
Salı, Ekim 18, 2005
Ramazan'ın sıcak ruhu ve Coca-Cola
Coca-Cola’nın Ramazan’a yaklaşımı belki de bu seneki Ramazan'ın en sıcak reklam filmi olmuş. Bütün diğer markalar reklamlarında Karagöz-Hacivat oynatırken, davul çalarken, hoş geldin Ramazan derken, Coca-Cola eski Ramazanlar’a gönderme yapmadan Ramazan’ın ruhunu anlatmayı başarmış. İşe yetişmeye çalışan kadının seyyar satıcının tezgahına çarpışı, kedi ve köpeğin kavgası, araba sahiplerinin yol vermemesi, yardıma ihtiyacı olanların tek başına kalmasını küçük bir çocuğun gözünden izliyoruz; derken her şey değişiyor ve insanlar birbirlerine hoşgörüyle yaklaşıyorlar. Biz de tam “eee ne yani bir Ramazan gelince mi hoşgörülü olacağız.” diyecekken, slogan giriyor “İnsanlar aynı, bakışlar farklı.” Ramazan, farklı bakmayı başardığımız, en azından başarmaya çalıştığımız bir zaman dilimi. Reklam filmini izlediğimizde içimizde tatlı bir huzur oluşuyor ama yine de Coca-Cola’nın bizden olmayışı etkiyi biraz değiştiriyor gibi. Bazen düşünüyorum, acaba özel günler, aylar vs. olmasaydı bazı değerleri hatırlamaz olur muyduk?
Kaç?
Sizce bir ilana kaç revizyon gelir? 10? 50? 150??
Cevabınız eğer bunlardan 3 basamaklı olansa, işiniz daha bitmedi demektir. Çünkü önünüzde, yayınlanması için hålå uzun bir süre var...
Cevabınız eğer bunlardan 3 basamaklı olansa, işiniz daha bitmedi demektir. Çünkü önünüzde, yayınlanması için hålå uzun bir süre var...
Pazartesi, Ekim 17, 2005
'Yüksek' anlayış hizmeti
Teaser filmleriyle başladılar, sonra da kampanyaya geçtiler. Yüzlerce metrelik, onlarca katlık binalarla İstanbul'un silüetini ve bir takım 'anlayışlarımızı' değiştirmek istediklerini belirten bir kampanyaydı bu. "Konukseverlik anlayışınızı değiştirmek için geliyoruz."Daha konukseverlik anlayışımız değişmemiş olmalı ki, bir bakanımız bunu göstermek uğruna kendini maymun bile etti.
Bu ve buna benzer anlayış değiştirme, hayat değiştirme vs. başlıklarla yapılan ilanlar gazetelerde tam sayfa olarak çıktı ve çıkmaya da devam edecek. Reklam filmleriyle de desteklenen kampanyada verilen şu: Biz size öyle 'güzel ve rahat' evler yapacağız ki, siz şu ana kadar size 'dayatılan' bir takım adetleri bir kenara koyacaksanız! İstanbul'un tepelerine, silüetine öyle yapılar konduracağız ki, İstanbul kendisini daha güzel hissedecek! Siz de bizim yüzlerce metrelik binalarımızda oturup, Dubai'de yaşamanın ayrıcalığını İstanbul'da yaşayacaksınız!
Bu ne kadar ukala bir tavırdır böyle! Kendilerinin böyle bir anlayışa sahip olmadıklarını bile bile, böyle saçma, kendini beğenmiş bir şekilde ortaya attıkları böyle bir kampanyanın gazetelerde tam sayfa çıkmasına tahammül edemiyorum. Alışkanlıklarımı biliyorlar mı ki, bunu değiştirmek için geldiklerini savunuyorlar. Hem kampanya filmleri, hem de tam sayfa gazete ilanları, ne beni ne de çevremde tanıdıklarımı etkileyemediler. Beni etkileyen ise böyle saçma ve stratejisi yanlış bir kampanyanın bu ülkede yayınlanması oldu. Özellikle neden, bazı alışkanlıklarımıza taktılar ki? Türkler'in konukseverlik anlayışının ne kadar etkin olduğunu bilmiyorlar mı? Sanki bu kampanyayı yapanlar, buradaki insanlar hakkında en ufak bir bilgiye sahip değil.
Sahi, bu kampanyayı yapan BBDO Dubai'mi, yoksa bunun lokal ajansı var mı? Eğer lokalsa, nasıl bu kadar uzak durabilir ve böyle anlamsız bir kampanya yapılabilir?
Bu ve buna benzer anlayış değiştirme, hayat değiştirme vs. başlıklarla yapılan ilanlar gazetelerde tam sayfa olarak çıktı ve çıkmaya da devam edecek. Reklam filmleriyle de desteklenen kampanyada verilen şu: Biz size öyle 'güzel ve rahat' evler yapacağız ki, siz şu ana kadar size 'dayatılan' bir takım adetleri bir kenara koyacaksanız! İstanbul'un tepelerine, silüetine öyle yapılar konduracağız ki, İstanbul kendisini daha güzel hissedecek! Siz de bizim yüzlerce metrelik binalarımızda oturup, Dubai'de yaşamanın ayrıcalığını İstanbul'da yaşayacaksınız!
Bu ne kadar ukala bir tavırdır böyle! Kendilerinin böyle bir anlayışa sahip olmadıklarını bile bile, böyle saçma, kendini beğenmiş bir şekilde ortaya attıkları böyle bir kampanyanın gazetelerde tam sayfa çıkmasına tahammül edemiyorum. Alışkanlıklarımı biliyorlar mı ki, bunu değiştirmek için geldiklerini savunuyorlar. Hem kampanya filmleri, hem de tam sayfa gazete ilanları, ne beni ne de çevremde tanıdıklarımı etkileyemediler. Beni etkileyen ise böyle saçma ve stratejisi yanlış bir kampanyanın bu ülkede yayınlanması oldu. Özellikle neden, bazı alışkanlıklarımıza taktılar ki? Türkler'in konukseverlik anlayışının ne kadar etkin olduğunu bilmiyorlar mı? Sanki bu kampanyayı yapanlar, buradaki insanlar hakkında en ufak bir bilgiye sahip değil.
Sahi, bu kampanyayı yapan BBDO Dubai'mi, yoksa bunun lokal ajansı var mı? Eğer lokalsa, nasıl bu kadar uzak durabilir ve böyle anlamsız bir kampanya yapılabilir?
Cuma, Ekim 14, 2005
Murad The Turkish Cigarette
1900'lerden kalma bu 'ilanlar' Türk tütünün kalitesini yansıtması açısından gayet başarılı ve ilginç işler. İlginç diyorum çünkü tüm sigara piyasasına bakıldığında, yabancı markaların sektörü ele geçirdikleri görülüyor. Çoğu ne kadar Türk tütünü kulllansalar da, sonuçta hepsi yabancı sermaye. Bu ilanları yapanlar bizim yerli tütünümüzün kalitesini test etmiş olmalılar ki, değişik adlarla bir çok sigara markasını piyasa sürmüşler: Murad, Monopole, Minaret, Merak, Piccadily... Tasarım, illüstrasyonlar, yazı karakterleri o kadar başarılı ki, çoğu tasarımcının bu işlere baktığı zaman heyecanlandığına eminim.
Bu üç işin dışındaki işleri buradan görebilirsiniz. Hepsi birbirinden başarılı işler.
(reklamlar.tv'den Serbülent'e teşekkürler.)
Bu üç işin dışındaki işleri buradan görebilirsiniz. Hepsi birbirinden başarılı işler.
(reklamlar.tv'den Serbülent'e teşekkürler.)
Perşembe, Ekim 13, 2005
The iPod
Video destekli ve geniş ekranlı yeni iPod! Yeni iPod MPEG-4 ve H.264 video formatlarını destekliyor ve 320x240 boyutlarında video dosyalarını 2.5 inç büyüklüğündeki ekranında 260,000 renk ile oynatabiliyor; ayrıca televizyon bağlantısı da var.
Apple iTunes'un yeni sürümü iTunes 6'yı Mac'inizin Software Update kontrol panelinden indirebilirsiniz.
Ayrıntılı bilgi ve Apple Basın Konferansı'nın tüm ayrıntıları TurkMac'te.
(www.turkmac.com)
(www.apple.com)
Apple iTunes'un yeni sürümü iTunes 6'yı Mac'inizin Software Update kontrol panelinden indirebilirsiniz.
Ayrıntılı bilgi ve Apple Basın Konferansı'nın tüm ayrıntıları TurkMac'te.
(www.turkmac.com)
(www.apple.com)
Çarşamba, Ekim 12, 2005
Artİstanbul 2005
7-11 Aralık 2005 tarihlerinde, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda dördüncü kez gerçekleştirilecek olan Artİstanbul 2005 Uluslararası Çağdaş Sanat Buluşması kapsamında dört farklı yarışma yapılacak. Genç Sanatçılar Resim Yarışması, Genç Sanatçılar Heykel Yarışması ve Genç Sanat Eleştirmeni Yarışması. İlk defa bu sene, Artİstanbul 2005 Poster ve Billboard Tasarım Yarışması adlı yeni bir yarışma eklendi. Bu yılki tema "Kent ve Sanat".
Poster ve billboard yarışmasına son başvuru tarihi 28 Ekim 2005. Birincilik ödülü 4 bin YTL. Diğer ödüller ise Avrupa'nın kültürel kentlerine mesleki inceleme gezisi ve "Gençsanat" Dergisi Özel Ödülü.
Yarışma başvuruları ve şartnameleri için:
“İKON Fuarcılık Hizmetleri Ltd. Şti.”
Mete Cad. Yeni Apt. No:16/11
34437 Taksim, İstanbul
tel:+90 212 244 71 71 / fax: +90 212 244 71 81
e-mail: info@artistanbul.org
(Kaynak: Hürriyet)
www.artistanbul.org
Poster ve billboard yarışmasına son başvuru tarihi 28 Ekim 2005. Birincilik ödülü 4 bin YTL. Diğer ödüller ise Avrupa'nın kültürel kentlerine mesleki inceleme gezisi ve "Gençsanat" Dergisi Özel Ödülü.
Yarışma başvuruları ve şartnameleri için:
“İKON Fuarcılık Hizmetleri Ltd. Şti.”
Mete Cad. Yeni Apt. No:16/11
34437 Taksim, İstanbul
tel:+90 212 244 71 71 / fax: +90 212 244 71 81
e-mail: info@artistanbul.org
(Kaynak: Hürriyet)
www.artistanbul.org
Salı, Ekim 11, 2005
First Neogum
First yeni ürün lansmanıyla herkesi etkilemeyi başarıyor. Özellikle de genç kitleyi. Önce iyi bir dağıtım stratejisi geliştiren "First" ambalaj tasarımı ve sunum şekliyle kendini hissettirmeye başlamışken ve reklam filmi ne zaman gelecek derken; sonunda reklam filmiyle de karşılaşabildik. Film postmodern mi yoksa enteresan mı, karar veremedik ama dikkat çektiği bir gerçek. Ekrana açılan gizemli kapıların ardından meyve özünün bulunduğu eski miskler için kullanılan, ibriğe benzer bir şişe içinde First'ün değişik üç tadıyla karşılaşıyoruz. Takibinde bir anda derinliklerin içinden deniz sirenlerine benzeyen bir kız çıkıyor. Tıpkı mitolojideki baştan çıkarıcı güzelliğe sahip gizemli peri vb. yaratıklar gibi. Fakat sirenimsi yaratığın bizi baştan çıkaracağını beklerken, onun First'ün aromalarıyla baştan çıkmış olduğunu görüyoruz. Reklam her aroma için tekrar ediyor, bu da reklam filminin akılda kalıcılığını artırıyor tabii. Deneysel bir çalışma olmuş. Reklam filminin amacına ulaşıp ulaşmadığını zamanla göreceğiz. Fakat reklam dünyasına değişik yaklaşımların gerektiğini de gözden kaçırmamalı. Diğer yandan ürün ambalajının ve kalitesinin kendini sattırdığı da bir gerçek.
(The Brand Nazi)
(The Brand Nazi)
Şirinler'i de bombalayın!
Belçikalı'lar, mavi derili çizgi karakterlerin köylerinin savaş uçakları tarafından imha edildiği, Şirinler'in ilk yetişkinlere özel bölümüyle sersemlemiş durumdalar. Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu Unicef için yapılan bu ürpertici kısa film, ulusal televizyon için gelecek hafta başlayacak reklam kampanyasının TV ayağı.
Unicef ve Şirinler'in tüm haklarını elinde tutan kardeş şirketi IMPS, akşam 21'den önce bu reklamın gösterilmemesi için anlaşmışlar.
Film, Şirinler'in ateşin etrafındaki dansıyla ve Şirinler şarkısıyla başlıyor. Mavikuşlar kanat çırpıyor, tavşanlar mantarların üstünden atlıyor ve bir anda hiçbir uyarı olmadan, bombalar gökyüzünden aşağıya atılıyor.
Şirinler korku içerisinde fısıldayan bombalar arasından kaçışıyorlar, patlayan bombalar arasında yere düşüyorlar...
Sonunda şu mesajı görüyoruz: Savaşın, çocukların hayatını etkilemesine izin verme!
Yorum sizin.
(Kaynak: www.ad-rag.com ve Telegraph
Unicef ve Şirinler'in tüm haklarını elinde tutan kardeş şirketi IMPS, akşam 21'den önce bu reklamın gösterilmemesi için anlaşmışlar.
Film, Şirinler'in ateşin etrafındaki dansıyla ve Şirinler şarkısıyla başlıyor. Mavikuşlar kanat çırpıyor, tavşanlar mantarların üstünden atlıyor ve bir anda hiçbir uyarı olmadan, bombalar gökyüzünden aşağıya atılıyor.
Şirinler korku içerisinde fısıldayan bombalar arasından kaçışıyorlar, patlayan bombalar arasında yere düşüyorlar...
Sonunda şu mesajı görüyoruz: Savaşın, çocukların hayatını etkilemesine izin verme!
Yorum sizin.
(Kaynak: www.ad-rag.com ve Telegraph
İşlevsellik ve ambalaj tasarımı
İki adet ürün ambalajından bahsedeceğim. İlki bir şampuan. İlk defa deneyeceğim, saç dökülmesine karşı çok etkili olduğunu öğrendigim Vichy'nin Dercap Vital Şampuanı. Henüz bugün aldım ve daha ayrıntılı bilgi edinmek için ambalajı açıp prospektüs gibi bir kağıt aradım. Fakat öyle bir kağıt yoktu. Onun yerine ambalajı tam açtığım yerde bir yazı duruyordu: "Daha fazla bilgi için kartonu şu şekilde açın". Paketi gerçekten o şekilde açınca da içeride gerekli bilgiler mevcuttu. Aslında dış kapaktaki bilgilerin aynısı yazılmış fakat fikir bence başarılı. Oraya daha farklı bilgiler de yazılabilir; mesela ürünü alan kişinin ileride ihtiyacı olacağı bilgiler. Böylece paketin o kısmını hiç atamaz ve üretici firma da ürünün reklamını sürekli kişinin gözünün önünde olmasını sağlamış olur.
İkinci ürün ise Kellog's Mısır Gevreği. Herhalde bilmeyen yoktur, bu ürünler bir karton kutunun içinde tam olarak hangi malzemeden yapıldığını bilmediğim ikinci bir ambalajda dururlar. Gevreği almak için o ambalajı açtığınızda bir daha kapatamazsınız. En azından ben sürekli uğraşırdım; iyice kıvır, sonra dış kartonu da iyice kapat, uğraş dur. Fakat son aldığım mısır gevreği kutusunun arka kapağındaki talimatları uyguladıktan sonra, o karton kutu öyle bir güzel kapandı ki, çok hoşuma gitti. Hem de söylenenleri yaparken de çocuk gibi mutlu oluyor insan:)
İkinci ürün ise Kellog's Mısır Gevreği. Herhalde bilmeyen yoktur, bu ürünler bir karton kutunun içinde tam olarak hangi malzemeden yapıldığını bilmediğim ikinci bir ambalajda dururlar. Gevreği almak için o ambalajı açtığınızda bir daha kapatamazsınız. En azından ben sürekli uğraşırdım; iyice kıvır, sonra dış kartonu da iyice kapat, uğraş dur. Fakat son aldığım mısır gevreği kutusunun arka kapağındaki talimatları uyguladıktan sonra, o karton kutu öyle bir güzel kapandı ki, çok hoşuma gitti. Hem de söylenenleri yaparken de çocuk gibi mutlu oluyor insan:)
Pazartesi, Ekim 10, 2005
Sizinle koşuyoruz!
Son günlerde ekranlarda dönen ve dikkatimi çeken bir reklam filmi var. İnsanlar olimpiyat koşucuları gibi numaralar takmış bir şekilde, günlük hayatın hengamesi içinde koşuşturup, adeta zamanla yarışıyorlar. Reklam filminde gerçekten Türk insanının verdiği emek ve hayat mücadelesi duygu olarak yakalanmış; ilgiyle izliyor ve aynı duyguları paylaşıyorsunuz. Fakat reklamın sonu geldiğinde Akbank sadece logo olarak beliriyor ve kendini öne çıkarmıyor, kısır kalıyor. Akbank bu mücadele içinde beraber koştuğumuzu ve aynı emeği, sabrı, çabayı da bizim için gösterdiğini söylemeye çalışmış ama hedef kitlenin çabası, Akbank'ın hedef kitle için olan çabasının önüne geçmiş. Belki Akbank çalışanlarını da koşuşturmacanın içinde görseydik daha etkili ve kalıcı bir reklam fikri olur muydu sizce?
Pazar, Ekim 09, 2005
İki şişe tasarımı arasındaki benzerlik şaşırtıcı. Biri Mey İçki'den Binboa Vodka, diğeri ise Mod Mix.
(Kaynak: Bildirgeç)
(Kaynak: Bildirgeç)
Cumartesi, Ekim 08, 2005
Research Studios
Ünlü İngiliz tasarımcı, font tasarımcısı ve sanat yönetmeni Neville Brody'nin tasarım stüdyosu... Başlangıçta albüm kapak tasarımları yapan Brody, Face Magazine'de sanat yönetmeni olarak çalıştıktan sonra ismini duyurdu. City Limits, Lei, Per Lui, Actuel, Arena ve Londra'da yayın yapan The Observer gazetesinin tasarımlarını yaptı. Ayrıca Arcadia, Industria, Insigna, Blur, Pop, Gothic ve Harlem fontlarını tasarladı.
1994 yılında ise ortağı Fwa Richards ile birlikte, Londra'da Research Studios'u kurdu. Ardından Paris, Berlin ve New York'ta.
Ayrıntılı bilgiye siteden ulaşabilirsiniz.
http://www.researchstudios.com
1994 yılında ise ortağı Fwa Richards ile birlikte, Londra'da Research Studios'u kurdu. Ardından Paris, Berlin ve New York'ta.
Ayrıntılı bilgiye siteden ulaşabilirsiniz.
http://www.researchstudios.com
Bir sanat yönetmeninin bilmesi gerekenler (1)
Genelde reklam ajanslarının ve sanat yönetmenlerinin kabusudur: Yapılan işin yanlış basılması... Özellikle çok baskılı işlerde bunun gerçekleşmesi, hem reklam ajansına mali olarak büyük zarar verir, hem de işi yanlış yollayan sanat yönetmeninin işini sorgulanmasına yol açar. Tabii, bir çok büyük ajansta sanat yönetmeni tarafından yapılan iş, matbaa bilgisine sahip grafik operatörleri tarafından baskıya hazır hale getirilir. Ama sonuçta, işi yapan / tasarlayan kişinin bu bilgilere de sahip olması gerekiyor. Çünkü tasarladığınız işi sonuna kadar götürmeniz ve ona sahip çıkmanız işinizi iyi yaptığınızı gösterir. Matbaacılıkla ilgili tüm terimleri, teknikleri ve özellikleri bilmeniz gerekmiyor. Ama bunları bilmek, işinizi doğru yollamak (belki grafik operatörünün olmadığı bir ajanstasınızdır) açısından önemli.
Ayrıca bunlarla ilgili bilgi sahibi olmanız, yaratıcı ve değişik işler çıkarmanızı da sağlar. Çoğu basılı tasarım işlerinde ödül alanlar genelde malzemeyi kullanırken gösterilen yaratıcılıkla doğru orantılıdır: İçerik + tasarım + baskı kalitesi + kullanılan malzeme + işlevsellik. Kesinlikle doğru bir iş için gerekli başlıklardan birkaçı.
İyi Matbaa'nın sitesinde bununla ilgili bir sayfa bulunuyor: Matbaa terimleri sözlüğü. Flash tekniğiyle hazırlanan sözlükte, A'dan Z'ye tüm matbaa terimleri mevcut. Bir göz atmanızda fayda var.
Ayrıca bunlarla ilgili bilgi sahibi olmanız, yaratıcı ve değişik işler çıkarmanızı da sağlar. Çoğu basılı tasarım işlerinde ödül alanlar genelde malzemeyi kullanırken gösterilen yaratıcılıkla doğru orantılıdır: İçerik + tasarım + baskı kalitesi + kullanılan malzeme + işlevsellik. Kesinlikle doğru bir iş için gerekli başlıklardan birkaçı.
İyi Matbaa'nın sitesinde bununla ilgili bir sayfa bulunuyor: Matbaa terimleri sözlüğü. Flash tekniğiyle hazırlanan sözlükte, A'dan Z'ye tüm matbaa terimleri mevcut. Bir göz atmanızda fayda var.
Golden Drum'lar belli oldu
Golden Drum Reklamcılık Festivali Ödülleri belli oldu. Sırasıyla;
• Tv Reklamı "Pickpockets 1", reklam ajansı: Zoom!, reklamveren: BankServiss
• Basın ilanı "Superheroes 1.", reklam ajansı: Kaspen, reklamveren: Budweiser Budvar
•Web sitesi "Pictoids MTV Russia, reklam ajansı: Park, Rusya
• Outdoor "The Fresco Campaign", reklam ajansı: Wien Nord Pilz, Viyana, reklamveren: Wien Nord
• Sanat Yönetmenliği "Backflilp-Straw", reklam ajansı: Leo Burnett, reklamveren: Y+Yoga Center
Ayrıca Leo Burnett & Target SA (Romanya) en iyi ajans dalında Golden Rose ödülünün sahibi oldu. Ayrıca Letonya'dan Zoom! ikinci ve Çek Cumhuriyeti'nden Mark / BBDO üçüncü oldu.
Yarışmayla ilgili detaylar ve kazanan diğer işler burada.
• Tv Reklamı "Pickpockets 1", reklam ajansı: Zoom!, reklamveren: BankServiss
• Basın ilanı "Superheroes 1.", reklam ajansı: Kaspen, reklamveren: Budweiser Budvar
•Web sitesi "Pictoids MTV Russia, reklam ajansı: Park, Rusya
• Outdoor "The Fresco Campaign", reklam ajansı: Wien Nord Pilz, Viyana, reklamveren: Wien Nord
• Sanat Yönetmenliği "Backflilp-Straw", reklam ajansı: Leo Burnett, reklamveren: Y+Yoga Center
Ayrıca Leo Burnett & Target SA (Romanya) en iyi ajans dalında Golden Rose ödülünün sahibi oldu. Ayrıca Letonya'dan Zoom! ikinci ve Çek Cumhuriyeti'nden Mark / BBDO üçüncü oldu.
Yarışmayla ilgili detaylar ve kazanan diğer işler burada.
Cuma, Ekim 07, 2005
Perşembe, Ekim 06, 2005
Çarşamba, Ekim 05, 2005
Ayrı yazın!
Benim de takıntılarımdan biridir bu. Ayrı yazılması gerektiği halde bitişik yazıldığını gördüğüm an konsantrasyonum bozulur, tekrar okumak zorunda kalırım cümleyi. Keza -mi eki de bu saçmalıktan nasibini alır. Komik belki ama Türkçe'yi doğru kullanmak istiyorsanız, bu en önemli kuraldan başlayın. 'Chat' dili nereye kadar? Şunları ayrı yazın artık! (Chat yaparken bile ayrı yazın, eliniz, diliniz alışsın.)
http://dahianlamindakideayriyazilir.com/
http://dahianlamindakideayriyazilir.com/
Sorumsuz Dedikodu
Geçen gün e-postama gelmiş. Sektör dedikosu yapma / paylaşma / fısıldama blogu:)
sorumsuz.blogspot.com
Yakın bir zaman içinde en çok okunan / yazılan bir blog olacağı kesin bir site.
Dedikodular itinayla bekleniyor.
Var mı bi'şeyler?
sorumsuz.blogspot.com
Yakın bir zaman içinde en çok okunan / yazılan bir blog olacağı kesin bir site.
Dedikodular itinayla bekleniyor.
Var mı bi'şeyler?
Atlas Jet vs Avis
1962 yılında Hertz, araba kiralama sektöründe bir numaraydı. Hemen arkasından onu takip eden markalar arasında bulunan Avis ise 'Biz daha çok çabalıyoruz' sloganıyla tüketiciye, Hertz'den daha yakın olduğunu göstererek ve her zaman 'Biz ikinciyiz ama daha çok çalışıyoruz' misyonunu benimseyerek, araba kiralama sektöründeki diğer markalar arasından sıyrılıp en çok tanınan ve güvenilen marka oldu. "Daha çok çabalıyoruz çünkü buna mecburuz!" (Avis, 1962 yılında, ilk 'Biz daha çok çabalıyoruz' reklam kampanyası yayınlanmadan önce %11 olan pazar payını, 1966'da %35'e çıkararak gerçek bir başarı elde etti.)
Bill Bernbach, sanırım 43 yıl sonra farklı bir kategoride ama işi 'taşıma' olan bir firmanın, kendi yaptıkları söylemin aynısını tam sayfa bir ilanda hemen hemen aynı lay-out mantığıyla yapıldığını görseydi ne derdi acaba?
(Görüntü: Dinodream.com'dan)
Bill Bernbach, sanırım 43 yıl sonra farklı bir kategoride ama işi 'taşıma' olan bir firmanın, kendi yaptıkları söylemin aynısını tam sayfa bir ilanda hemen hemen aynı lay-out mantığıyla yapıldığını görseydi ne derdi acaba?
(Görüntü: Dinodream.com'dan)
Golden Drum'dan Türkiye'ye ödül
Golden Drum Reklamcılık Festivali'nden Türkiye'ye Bronz Drum ödülü. TBWA / İstanbul'dan Boran Erem YKM Sport Activewear Shopping Bag için yaptığı yandaki çalışmayla Sanat Yönetmenliği dalında Bronz Ödül'ün sahibi oldu. Fotoğraf Gökçe Erenmemişoğlu.
Kazanan diğer çalışmalar burada.
Kazanan diğer çalışmalar burada.
Artvisit
Tasarımcılar ve sanatçılar için gerekli ve doğru bir iş yapmışlar. Yerli sanatçıların katılımıyla oluşturulan kataloğu sektör içindeki yerlere ücretsiz ulaştırıyorlar.
Ayrıntılı bilgi burada.
Ayrıntılı bilgi burada.
Salı, Ekim 04, 2005
Resfest 2005
Resfest 2005 Dijital Film Festivali bu yıl 16-18 Kasım tarihleri arasında yine Yeni Melek Gösteri Merkezi'nde yapılacak. Geçen seneye nazaran daha kapsamlı geçmesini ümit ettiğim (umarım Türkiye'den kısalar bölümü olmaz) festivalin detaylı bilgilerini program açıklandıktan sonra elma+alt+shift'te bulabilirsiniz.
Pazartesi, Ekim 03, 2005
Big Babol!
McCann-Erikson'ın Big Babol outdoor'u. Gerçekten çok başarılı!
Hamiş: İşim Maslak'ta olduğu için, Teşvikiye'den Maslak'a doğru giderken, yol üzerindeki billboard ve outdoor çalışmalarına bakarım hep. Ama ne burada, ne Taksim'de veya başka bir yerde yaratıcı herhangi bir çalışmaya rastlamadım. Belki de en yaratıcı çalışma (diğerleriyle kıyaslarsak) Nivea'nın 'Karşı Konulmaz Bakım'. Ben mi göremiyorum yoksa gerçekten de yaşadığım şehirde yaratıcı outdoorlar mı yapılamıyor? Nedeni üretim maliyeti mi, müşteri isteksizliğimi yoksa başka bir şey mi? Nedir?
Lezzet Testi
2003 yılında Society for News Design ve Syracuse Üniversitesi'nin düzenlediği gazete ve sayfa tasarımı yarışmalarında ödül alan Zaman Gazetesi'nin, prodüksiyon olarak başarılı gördüğüm önceki reklamlarının yanında, böyle kötü bir prodüksiyonla ekranlarda yer alması, Zaman'ın gazete tasarımı ve içeriğine gösterdiği özeninin yanında zayıf kaldığını düşünüyorum. Akılda kalıcılığı kuşkulu bir konseptle, diğer gazete reklamlarının yanından sıyrılan ama bir o kadar da sivrilen bir çalışma olmuş. Nasıl bir strateji izlenmiş, ne yapmaya çalışılmış (!) bilmiyorum ama gazete yiyen adamın sevimsizliği, ışık, görüntü ve dekor tasarımı bu işin aceleye getirildiğini gösteriyor.
(Ekran görüntüsü: www.reklamlar.tv)
(Ekran görüntüsü: www.reklamlar.tv)
Otto Dix Yapı Kredi'de
Ünlü Alman dışavurumcu ressam ve grafiker Otto Dix, 86 eseriyle Yapı Kredi Kazım Taşkent Sanat Galerisi'nde. Otto Dix (Eleştirel Grafik 1920-1924, Özgün Baskı 'Savaş' 1924) başlıklı sergi 30 Eylül - 30 Ekim tarihleri arasında görülebilir.
Ayrıntılı bilgi için buraya tıklayın.
Ayrıntılı bilgi için buraya tıklayın.
Cumartesi, Ekim 01, 2005
Sanal dergide de benzerlik
İçerik bakımından birbirlerinden ayrılsalar da (Magwerk kesinlikle daha iyi), benzerlik açısından derggi.com'un gayet iyi iş çıkardığını söyleyebilirim. Fikir gayet iyi: online dergi. Ama fikri, iyi bir tasarımla birleştirecekleri yerde, tasarımından tutun da sayfalarına kadar aynı şekilde yapılmışsa, bu tartışılır. İki örneği inceleyin, benzerliği göreceksiniz zaten.
(Magwerk, bildirgeç'ten.)
(Magwerk, bildirgeç'ten.)
Sokaktan Lezzetler ve Vakur Barut
Son günlerde seyrettiğim eğlenceli reklamlardan biri: Ruffles 'Sokaktan Lezzetler'. Bir çoğunuz seyrettiğiniz için reklamı açıklamama gerek yok. Ayrıca reklamlar.tv'de de bu reklamı seyredebilirsiniz.
Reklamı izledikten sonra bir anda gözüme ilginç bir görüntü geldi. Bu görüntü Ruffles'ın reklam filmini sonuna kadar izlerken tam olarak şekillendi ve gülümsememe yol açtı. Bu konsepti sanki bir yerlerden hatırlıyordum. (Belki siz de görmüşsünüzdür ya da daha önce yapılmıştır, bilemiyorum) Türkiye'nin en iyi çizerlerinden Suat Gönülay'ın, 2002 ve 2003'te çizdiği iki farklı çizgi öyküde bu konuya benzer bir konu işlenmişti. Merak ettim ve Penguen arşivimden bunları buldum.
Birincisi Vakur Barut. Suat Gönülay'ın, en öne çıkan ve nev-i şahsına münhasır karakterlerinden biri. Onun Vakur Barut www.ist.com adlı hikayesi. Kahramanlardan biri Ajda Pekkan diğeri de yine kötü karakteri oynayan Nuri Alço. Şehirdeki 'saklı' yazıları sadece Vakur ve Ajda görebilmektedir. Nuri Alço ise şehri bu hale getiren ve kötü emellerine alet etmek için çalışan kötü bir karakterdir. Ve Vatur Barut bu kötü karaktere karşı savaş açar.
(Bununla ilgili bir film vardı, şimdi aklıma geldi, John Carpenter'ın 'They Live' filmi. Filmin konusu yine bir uzaylı istilası. Ama diğer uzaylı filmlerinin aksine, aslında tüketim kültürüne yönelik eleştirel bir senaryosu var. Tüm reklam panolarında yazılanlar aslında gerçekte göründükleri gibi değildir. Gerçekliği, yani aslında uzaylıların dünyayı ele geçirme planlarını, anlamak için ise özel bir gözlük takmak gerekir. Bu gözlük sayesinde billboardlarda aslından çok farklı yazıların olduğu görülür. "İtaat et!", "Yap" vs. gibi emir cümleleri. Gözlüklü direnişçiler ise, halk arasına karışmış, insan görünümlü ama gözlüğü takınca uzaylı olduğu anlaşılan istilacılara karşı savaşa başlarlar...)
Diğer Suat Gönülay çizgi hikayesi ise, yine ist.com. Burada da bir şehir magandasının yaşadıkları ve yaşattıkları anlatılıyor. Solda görüyorsunuz.
(Ruffles'ın ürünleriyle ilgili olarak; sucuk+kaşarı yemenizi tavsiye etmem. Tadı gayet güzel ama yedikten sonra midenizi rahatsız ediyor. Cızbız ise iyi. Tadı da hoş ve sonrasında sizi rahatsız etmiyor.)
(Ekran görüntüsü: www.reklamlar.tv)
Reklamı izledikten sonra bir anda gözüme ilginç bir görüntü geldi. Bu görüntü Ruffles'ın reklam filmini sonuna kadar izlerken tam olarak şekillendi ve gülümsememe yol açtı. Bu konsepti sanki bir yerlerden hatırlıyordum. (Belki siz de görmüşsünüzdür ya da daha önce yapılmıştır, bilemiyorum) Türkiye'nin en iyi çizerlerinden Suat Gönülay'ın, 2002 ve 2003'te çizdiği iki farklı çizgi öyküde bu konuya benzer bir konu işlenmişti. Merak ettim ve Penguen arşivimden bunları buldum.
Birincisi Vakur Barut. Suat Gönülay'ın, en öne çıkan ve nev-i şahsına münhasır karakterlerinden biri. Onun Vakur Barut www.ist.com adlı hikayesi. Kahramanlardan biri Ajda Pekkan diğeri de yine kötü karakteri oynayan Nuri Alço. Şehirdeki 'saklı' yazıları sadece Vakur ve Ajda görebilmektedir. Nuri Alço ise şehri bu hale getiren ve kötü emellerine alet etmek için çalışan kötü bir karakterdir. Ve Vatur Barut bu kötü karaktere karşı savaş açar.
(Bununla ilgili bir film vardı, şimdi aklıma geldi, John Carpenter'ın 'They Live' filmi. Filmin konusu yine bir uzaylı istilası. Ama diğer uzaylı filmlerinin aksine, aslında tüketim kültürüne yönelik eleştirel bir senaryosu var. Tüm reklam panolarında yazılanlar aslında gerçekte göründükleri gibi değildir. Gerçekliği, yani aslında uzaylıların dünyayı ele geçirme planlarını, anlamak için ise özel bir gözlük takmak gerekir. Bu gözlük sayesinde billboardlarda aslından çok farklı yazıların olduğu görülür. "İtaat et!", "Yap" vs. gibi emir cümleleri. Gözlüklü direnişçiler ise, halk arasına karışmış, insan görünümlü ama gözlüğü takınca uzaylı olduğu anlaşılan istilacılara karşı savaşa başlarlar...)
Diğer Suat Gönülay çizgi hikayesi ise, yine ist.com. Burada da bir şehir magandasının yaşadıkları ve yaşattıkları anlatılıyor. Solda görüyorsunuz.
(Ruffles'ın ürünleriyle ilgili olarak; sucuk+kaşarı yemenizi tavsiye etmem. Tadı gayet güzel ama yedikten sonra midenizi rahatsız ediyor. Cızbız ise iyi. Tadı da hoş ve sonrasında sizi rahatsız etmiyor.)
(Ekran görüntüsü: www.reklamlar.tv)